"ayırmaya" - Traduction Turc en Arabe

    • التفريق
        
    • فصل
        
    • تفريقنا
        
    • فض
        
    • تفرقتنا
        
    • تفصل
        
    • تفكيك
        
    • تقسيم
        
    • منفصلاً
        
    • تفريق
        
    • تفريقي
        
    • أفرق
        
    Sizi ayırmaya çalıştığım için kendimi çok kötü hissediyorum. Open Subtitles اسمع، أشعر بالسوء بخصوص محاولة التفريق بينكما.
    Daha sonra aşağıya buna benzer atölyelere indiriyorlar, ve insanlar bu plastikleri rengine, şekline, niteliğine veya bildikleri herhangi başka bir tekniğe göre ayırmaya çalışıyorlar. TED ويجلبونها للأسفل لورش صغيرة كهذه ويحاول الناس جاهدون فصل البلاستيك على حسب اللون والشكل والملمس بأي طريقة يستطيعون
    Pozisyonunu koru bizi ayırmaya çalışacaklar. Open Subtitles سوف يذهبون في أماكن مختلفة في محاولة تفريقنا.
    Kavgaya ayırmaya çalışan adam her zaman sonunda göğsüne bıçağı yer. Open Subtitles الرجل الذى يحاول فض الشجار ينتهى بة الامر بسكينة فى صدره
    Bizi bölmeye çalışıyorlar. Diğerlerinden ayırmaya. Open Subtitles إنهما يحاولان تفرقتنا, يجذبونا بعيداً عن الآخرين.
    Şimdi, bu duygusal farklılığın her konuştuğunuzda geleceği şu andan ayırmaya sinsice sizi zorladığını farz edelim. TED لنفترض أنّ هذا الاختلاف الجوهريّ يجعلك تفصل الحاضر عن المستقبل ببراعة كلّ مرّة تتكلّم فيها.
    Arabayı çekiciden ayırmaya çalışan bir ahmak görmüşler. Open Subtitles يقولون أنهم شاهدوا أحمق هنا يحاول تفكيك سيارة
    İşte burası bizim vücudu bölüp ayırmaya başladığımız ve verilen sağlık hizmetini ufak bölüm ve parçalara bölmeye başladığımız yer. TED وهو المكان الذي بدأنا فيه تطوير هيكلية قامت حرفيا بتقسيم الجسم, و تقسيم الرعاية الصحية إلى أقسام و غرف.
    Ama patronumun sınır çekememe sorunları var o yüzden işle hayatımın geri kalanını ayırmaya çalışıyorum. Open Subtitles لكن رئيسي يتسمّ بالفصل بين الأمور، لذا أبقِ عملي منفصلاً عن باقي حياتي.
    Diğerleri bizi ayırmaya çalıştığı zaman bu durum bizi bir araya getirdi. Open Subtitles عندما يحاول الآخرون التفريق بيننا فذلك يجعلنا نتحد أكثر
    Herkesi ayırmaya çalıştığına göre çok endişeleniyor olmalısın. Open Subtitles إنك حتمًا قلق جدًا طالما تحاول التفريق بين الجميع.
    Sanırım bazı insanlar birbirleri için yaratılmışlar, ve hiçbir zorluk onları ayırmaya yetmiyor. Open Subtitles "أعتقد أنّ بعض الناس قد خلقوا لبعضهم" "وما من ساعة شدّة يمكنها التفريق بينهم"
    Bunun bir başka versiyonu nükleik asitleri ayırmaya yarar. Bu da, arazide nükleik asit testlerini yapabilmemizi mümkün kılar. TED نسخة أخرى تمكننا من فصل الأحماض النووية لنتمكن من إجراء اختبارات الأحماض النووية في الموقع
    Şimdi göreviniz oturup gerçekle yalanı birbirinden ayırmaya çalışmak. Open Subtitles مهمتكم الآن هي الجلوس ومحاولة فصل الحقائق عن الهوى.
    İyi yanı veya kötü yanı fark etmez çünkü o öldü ve bence onu sen aklında ayırmaya çalışıyorsun ki bence bir yardımı olsun diye, bırak Pheobe gitsin. Open Subtitles إنَّ كِلا جانبيه الطيب والسيء قد ماتا ولا أعتقد بأنَّ فصل جانبيه الطيب والسيء في بالكِ سيجعلكِ تتحسنين بداخلكِ
    Birbirimizi görmeye başladığımızdan beri bizi ayırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles لا ليس صحيح ، انتى تحاولى تفريقنا منذ قبل ان نتواعد
    Bizi ayırmaya, beni almaya çalıştıkları hasta olduğumu, insanlara zarar vermek istediğimi söyledikleri zaman onlara izin vermedi. Open Subtitles عندما حاولوا تفريقنا و أخذى بعيدا لأنهم قالوا أنى مريض
    Jen'in içtiği zamanlardan kavga ayırmaya alışığım. Open Subtitles انا مُعتاد على فض القتال عندما تشرب جين
    O yalancı orospu bizi ayırmaya çalışıyor, bunu biliyorsun! Open Subtitles ليلي هذه الغانيه .. تحاول تفرقتنا بكذبها وأنتى تعلمين هذا
    İnsanlar sosyal varlıklar. Onları tek bir alanda tutmaya veya ayırmaya çalıştığınızda direnirler. TED إن البشر حيوانات اجتماعية، فهُم يقاومون حين تحاول أن تقيد حركتهم وحين تحاول أن تفصل بينهم.
    Arabayı çekiciden ayırmaya çalışan bir ahmak görmüşler. Open Subtitles يقولون أنهم شاهدوا أحمق هنا يحاول تفكيك سيارة
    Kerneli ayırmaya karar verdik, yani büyük tek bir programdan... bir sürü küçük programlara ayırmaya karar verdik. Open Subtitles قررنا تقسيم النواة, والتي تكون عادة برنامج واحد الى مجموعة برامج صغيرة
    Hayatındaki her şeyi ayırmaya devam ediyorsun işini, aileni, muhbirleri. Open Subtitles إجعلي كل شيء بحياتك منفصلاً... العمل, العائلة, المخبرين
    Ama böyle mükemmel bir çifti birbirinden ayırmaya dayanamadım. Open Subtitles نادراً ما أشذّ عن خطةٍ ما ولكن قلبي لم يطاوعني على تفريق
    Lana'yla beni ayırmaya çalışıyorsan, işe yaramayacak. Open Subtitles إذا كنت تحاول تفريقي عن لانا فلن ينجح هذا
    Dedi ki, babana güvenmem sorumsuzluk olurmuş ve ikinizi ayırmaya çalışmalıymışım. Open Subtitles قالت بأنه كان عملاً غير مسؤلاً مني أن أثق به أن يكون معكِ و يجب أن أحاول أن أفرق بينكما

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus