Ruhunu taşımış olabilirim ama senin Ayakkabıların bana bir numara büyük gelir. | Open Subtitles | ما أعنيه، ربما حملتُ روحك، لكني واثق أنني عجزتُ عن ملء حذائك. |
Ayakkabıların kırmızıydı, benim elbisem mavi. | Open Subtitles | كانت حذائك الحمراء، وكانت دعوى بلدي الزرقاء. |
Yani bu Ayakkabıların herhangi bir hayvan yan ürünüyle yapılmadığından emin misin. | Open Subtitles | الآن، كنت متأكدا من هذه الأحذية لا المصنوع من أي مشتقات حيوانية. |
Belki diş tellerin, belki de ortopedik Ayakkabıların yüzündendir bilemiyorum. | Open Subtitles | ربما دعامة أو حذاء لتصحيح المشي قمتِ بإرتدائه في طفولتكِ |
Ayakkabı tabanına tebeşirle çizilmiş bir işaret yolcuların, Ayakkabıların cilalandığına dair garantileridir. | Open Subtitles | علامة الطباشر أسفل الحذاء إنه ضمان للراكب بأنه تم تلميع الحذاء |
Bir düşünün Nike Ayakkabıların içinde sensörler var ya da Nike Yakıt Bileziği kullanıyorsunuz. Bunlar hareketlerinizi, enerjinizi ve kalori tüketiminizi takip ediyor. | TED | لذلك تفكر حول الأمر أحذية نايك تلك لديها مجسات أو أنك ترتدي حذاء نايك الـ فويلباند والذي يتعقب حركتك، وطاقتك، وحرقك لسعراتك الحرارية. |
Giysilerin, Ayakkabıların, saatin, yüzüğün ve başka... neyin varsa o torbaya koy. | Open Subtitles | ضع ملابسك ,حذائك خاتمك ,ساعتك وكل ما تملك |
Ayakkabıların yerine, ben sana bu güzel insanların önünde standart model bir dayak çeksem, ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن حذائك اعطيك حذائك بالاصدار الجديد امام كل الشعب اللطيف هاه؟ |
Ayakkabıların Prada'ya benziyor, ama taklitler. | Open Subtitles | حذائك قد يبدو انه من صنع برادا ولكنهما مزيفان |
Ve bunu sen düşündüğün ve Ayakkabıların tersini söylese de bir kadın olduğun için, | Open Subtitles | وبما أن الفكرة فكرتك وأنك إمرأة حتى لو كان حذائك يختلف مع هذا الشركة تريدك أن تشاركي تيد في إدارة المشروع |
Ne dersin senin Ayakkabıların ve benim ceketimle güzel bir akşam yemeği yemiyoruz? | Open Subtitles | ما رأيك أن نأخذ حذائك وسترتي الرياضية ونذهب لنتناول عشاء لطيف ؟ |
Geri döndüğümde, tüm Ayakkabıların kompartman numaralarıyla birlikte işaretlendiğini görmek istiyorum. | Open Subtitles | عندما رجوعي أود أن أرى كل هذه الأحذية تم التعليم عليها مع أرقام الحجرات |
Peg, bana harika bir fikir verdin, Senin Ayakkabıların var, bir sürü ayakkabı. | Open Subtitles | الوتد، ما قدمتموه لي فقط فكرة. لديك حذاء. الكثير من الأحذية. |
Böyle bir mağazada Ayakkabıların satılmaya başladığında köşeyi döndün demektir. | Open Subtitles | سأكون فخوراً للغاية عندما تصنع الأحذية فى متجر كهذا يوما ما. |
Hem daha deneyimsizsin hem de ayağında okul Ayakkabıların var. | Open Subtitles | بما أنك متجولة ذات خبرة قليلة وتنتعلين حذاء مدرسة الأحد. |
Ayakkabıların çakıllı yol için uygun değildi. | Open Subtitles | حذاء المدينة الذي كنتِ ترتدينه لم يكن مناسبا لأرضية الحصى |
Bu mümkün değil! Ayakkabıların için sekiz kilo düştün mü? | Open Subtitles | هذا مستحيل، هل أنقصت ١٦ رطلا وزن الحذاء? |
Yeni Ayakkabıların olduğu her gün güzeldir. | Open Subtitles | أي يوم يُحضِر لنا أحذية جديدة فهو يوم رائع |
Yapamam, ama bu Ayakkabıların utanç verici olmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لا أقدِر، ولكن لازال لايمكنني القول بأن حذاءك غير محرج |
Ayakkabıların ayağına iki numara küçük gibi. Bu da ayaklarındaki hissin kaybolduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | و حذاؤك يبدو صغيراً جداً مما يعني أنك فقدت الإساس بقدميك |
Yargıç Ruth Bader Ginsburg. Bak, Meg. Minik bebek Ayakkabıların. | Open Subtitles | (روث بايدر غانسبيرغ) إنظري يا (ميغ), إنه حذائكِ وأنتِ طفلة |
O kırmızı çift Ayakkabıların çok durduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | زوج الاحذية الحمراء الذي تراه جميل وانيق |
Ayakkabıların için yuvarlak plastik bir şey var, üstünde, içindeki ayakkabıyı gösteren bir fotoğraf cebi var. | Open Subtitles | وحولها , صفقة لبلاستيك ليحمل أحذيتك مع جيب فيه ليحمل صورا للأحذية التي بداخله |
- Harika. Ayakkabıların süpermiş. | Open Subtitles | احذيتك تبدو رائعة |
Çalıntı bağışlanmış Ayakkabıların dışında bu olayla başka ne ilgin var? | Open Subtitles | بجانب كونك تبرعت بحذاء سرق بعد ذلك ماهى علاقتك بهذه القضية ؟ |
Asıl ilgilendiğimiz Ayakkabıların Richard. | Open Subtitles | كى مارت نحن مهتمين بحذائك يا ريتشى |
Ayakkabıların hiçbiri ayağına olmaz ve parmakların sosis gibi olur. | Open Subtitles | أحذيتكِ لا تصبح مقاسكِ وأصابعكِ تتحول إلى سجق |
Bu acınası banyo Ayakkabıların seni kurtarmaz. | Open Subtitles | لكن احذية الاستحمام الحزينة هذه لن تنقذكِ |