Evet bak bu mantıklı. Neredeyse aynı yaştalar. | Open Subtitles | نعم ، هذا الأمر يبدو معقولاً تماماً إنها بنفس العمر |
Hemen hemen aynı yaştalar, bekârlar ve çocuklarını ve torunlarını büyük bir hayal kırıklığına uğratıyorlar. | Open Subtitles | إنّهما بنفس العمر تقريباً، عازبتان خاب أملهما في أبناءهما، وأبناء أبنائهما. |
Sakura ile ikisi aynı yaştalar ve ikisi de stilistliğe burada başladılar. | Open Subtitles | هو وساكورا سان في نفس العمر وكلاهما بدئا بالعمل هنا كمصففين للشعر |
Sakura ile ikisi aynı yaştalar ve ikisi de stilistliğe burada başladılar. | Open Subtitles | هو وساكورا سان في نفس العمر وكلاهما بدئا بالعمل هنا كمصففين للشعر |
Ve akıl hocası, Helen Teyzesi ki kendisi Alice'le tam da aynı yaştalar. | Open Subtitles | وناصحته الأمينة، العمة (هيلين)، التي تصادف أن كانت بنفس عمر (آليس) |
- Temel olarak Onüç ile aynı yaştalar. | Open Subtitles | إنّها أساساً بنفس عمر (13) |
Hemen hemen aynı yaştalar. Boyları ve kiloları da aynı. | Open Subtitles | بنفس العمر تقريباً نفس الطول، نفس الوزن |
İkisi de aynı yaştalar. | Open Subtitles | انهم تقريبا بنفس العمر. |
Ben gittikçe yaşlanıyorum ama onlar hep aynı yaştalar. | Open Subtitles | أنا أكبر في السن وهم يبقون في نفس العمر |
- Neredeyse aynı yaştalar ama birbirlerini tanıdıklarına dair bir şey yok ortak bir ilgi alanı yok, ortak arkadaş yok, hiçbir bağlantı yok. | Open Subtitles | -في الواقع, إنهما في نفس العمر, لكن لم يظهر أنهما تعرفان بعضيهما, لا وجود لاهتمامات مشتركة, لا اصدقاء مشتركين, لا روابط أبداً |