Üstelik uzaklara gidiyorum. Şehirden ayrılıyorum. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك أنا سأذهب بعيداً سأغادر البلدة |
Evet, Köln'den yarın akşam ekspresiyle ayrılıyorum. | Open Subtitles | نعم سأغادر كولونيا غدًا في المساء على متن القطار |
Buradan ayrılıyorum, seninle ya da sensiz, ama bir şeyi bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | سأرحل عن هنا معك أو دونك ولكن أريد أن تعرف شيئاً |
Bir sonraki grupla ayrılıyorum, efendim. İsminiz listede yok, efendim. | Open Subtitles | أغادر في المجموعة القادمة سيدي أسمك ليس على المجموعة, سيدي |
Bu yeni bir skandal. Benimle yemeğe çıkabilirsin çünkü eşimden ayrılıyorum. | Open Subtitles | أيُمكنك تناول العشاء معي، لأنّي سأترك زوجتي. |
Onunla ayrılıyorum ve o umrunda değilmiş gibi davranacak ama umursayacaktır. | Open Subtitles | أنا أنفصل عنه وهو سوف يتصرف وكأنه لا يهمني ، ولكن قال أنه سوف. |
Valerie, bugün ayrılıyorum, Brainerd'a dönüyorum. | Open Subtitles | فاليري .. سأغادر هذا الصباح ، ساعود إلى براينارد |
Sadece çocuğumu almaya geldim. Çok yakında ayrılıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أمر على المدينة لآخذ طفلي ، سأغادر قريبا |
Onları dışarı atarsan, ben de ayrılıyorum. | Open Subtitles | أنت سترمى بهم فى الخارج أنا سأغادر أيضاً |
10.10'da kafeden ayrılıyorum, batı'ya doğru. 10.11? | Open Subtitles | عند الساعه 10: 10 سأغادر المقهى واتجه غرباً, 10: 11؟ |
İngiltere'den ayrılıyorum. Brezilya'ya gitmeye karar verdim. | Open Subtitles | سأرحل من إنجلترا، عزمت أمري على الذهاب للبرازيل |
İkimiz de bu hikayeyi benim yapmamı istiyoruz. En geç pazartesi günü buradan ayrılıyorum. | Open Subtitles | كلانا يرغب في عمل هذا الموضوع سأرحل من هنا يوم الإثنين علي أكثر الأحوال |
Bu yüzden New York'tan ayrılıyorum. | Open Subtitles | انظر؟ هذا هو السبب في أنني سأرحل نيويورك. |
Birkaç günlüğüne iş için şehirden ayrılıyorum. Döndüğümde seni arayacağım. | Open Subtitles | سوف أغادر البلدة لأجل العمل لعدة أيام سأتصل بك لاحقا |
Ben de, ben de şimdilik ayrılıyorum, sadece şimdilik. | Open Subtitles | للأسف أنا أيضاً لابد أن أغادر الآن فقط للوقت الحاضر |
Bu akşamki uçakla Casablanca'dan ayrılıyorum. Son uçakla. | Open Subtitles | سأترك الدار البيضاء على متن آخر طائرة. |
Senden ayrılıyorum, çünkü senin en iyi gününde bile o ceset senden iki kat daha fazla erkek. | Open Subtitles | أنني أنفصل عنكَ بسبب يومكَ الممتاز للغاية... تلك الجثة أكثر رجولة منك |
Sağlıklı Gıdalar Dağıtım Şirketindeki... sekreterlik görevimden derhal ayrılıyorum. | Open Subtitles | أنني أستقيل من منصبي كمساعد مكتبي لتوزيع الطعالم الصحي تفعلت على الفور |
Papet, ayrılıyorum çünkü devam edemiyorum... | Open Subtitles | بابيت أنا راحل لأني لن أستطيع المواصلة في الحياة |
Efendim,.... bilmelisiniz ki, ben yarın buradan ayrılıyorum. | Open Subtitles | سيدي , اعتقد أنه يجب أن تعلم أنني مغادر في الغد حقاً |
- Ben de aynı trenle ayrılıyorum. - O zaman neden kalıyor? | Open Subtitles | أننى راحلة على نفس القطار الذى سترحلين فيه إذن لماذا يريد البقاء ؟ |
Jackie'ye daha fazla katlanmanıza gerek yok... çünkü ondan ayrılıyorum. | Open Subtitles | ياأصدقاء ليس عليكم القلق حيال جاكي بعد الان لاني سأنفصل عنها |
Senden ayrılıyorum. Eve döndüğümde gitmiş ol. | Open Subtitles | سوف انفصل عنك، عندما اعود للمنزل اريدك ان تكون بالخارج |
Kabul edildim. Gelecek sonbaharda buradan ayrılıyorum. | Open Subtitles | أَتْركُ الإسبوع القادم و إنفاق البقية ofthe سَنَة في باريس. |
Ve Bay Ross bana, "Ölmek için çok zekisin, ve bunu vicdanımda taşımak istemiyorum, bu nedenle okuldan ayrılıyorum ve seni de yanımda götürüyorum" dedi. | TED | وقال السيد روس "انت اذكى من ان تموت، ولا اريد هذا العبء على ضميري لذا ساغادر هذه المدرسة و ساخذك معي" |
ben ajanstan ayrılıyorum ve Universal'a, Yapımlar Başkan Vekili olarak geçiyorum. | Open Subtitles | انا اغادر الوكاله وانا انتقل الجامعه. الى في بي للانتاج |
Kuyruklu yıldızın bu resmi ile, sizlerden ayrılıyorum. | TED | أما الآن، فأود أن أترككم مع هذه الصورة للمذنب، وأودعكم. |