| Ama kız gittikten sonra Yumi 03:00'a kadar stüdyodaymış. Hiç ayrılmamış. - Bekle biraz. | Open Subtitles | لكن بعد مُغادرتها، كان في الاستوديو حتى الساعة الثالثة صباحاً، ولمْ يُغادر قط. |
| Bildiğimiz kadarıyla henüz şehirden ayrılmamış. | Open Subtitles | حسب معلوماتنا، إنه لم يُغادر البلدة. |
| Matt Benton McClaren konağından hiç ayrılmamış. | Open Subtitles | (مات بنتون) لم يُغادر شقة (مكلارين) قط. |
| Yüzbaşı Evans, Kartagena'dan hiç ayrılmamış ama onu gemiye almışsın. | Open Subtitles | الملازم إيفانز لم يغادر قرطاجنة ولكنك وقعت له بالدخول. |
| Heparini uyguladıktan sonra dosyada bir taburcu önerisi olduğunu görüyorum ama yine de hasta ayrılmamış. | Open Subtitles | بعد ان اعطيت الهيبارين ارى امرا بالتسريح على الملف و مع ذلك المريض لم يغادر |
| Radley'den hiç ayrılmamış. | Open Subtitles | لم يُغادر (رادلي) أبدًا |
| Efendim, Labiche otelden hiç ayrılmamış. | Open Subtitles | سيدى , لابيش لم يغادر الفندق مطلقا |
| Kapıcının dediğine göre henüz buradan ayrılmamış. | Open Subtitles | وطبقاً للحارس فهو لم يغادر بعد |
| Tümamiral 2002'den beri karadan ayrılmamış. | Open Subtitles | العميد لم يغادر اليابسة منذ عام 2002. |
| Ama orada kaldıkça sanki Minnesota'dan hiç ayrılmamış gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | لكن كلما طال بقاؤه كلما شعر أنه لم يغادر (منسودا) قط |
| Londra'dan ayrılmamış veya Kolkata'ya gelmemiş. | Open Subtitles | لا عزيزتي هم لم يغادر "لندن" او يحط في "كالكوتا" |