"azalıyor" - Traduction Turc en Arabe

    • ينفذ
        
    • يداهمنا
        
    • ينفد
        
    • يمر
        
    • يمضي
        
    • يتناقص
        
    • نضيع
        
    • نفقد
        
    • نستنفذ
        
    • تتناقص
        
    • نفد
        
    • تتضائل
        
    • تتقلص
        
    • النفاذ
        
    • انخفاض
        
    Evet. Zamanım azalıyor, bu yüzden sadede gelsek iyi olacak. Open Subtitles .حسناً، الوقت ينفذ مني هنا، لماذا لا ننهي المسألة هنا
    Ayrıca yiyecek stoğumuz azalıyor. Kapandıktan sonra bir markete girmeni istiyorum. Open Subtitles الطعام ينفذ منا، أريدك أن تُنظم جولة بعد وقت عمل المحلات
    Darkos, zamanımız azalıyor. Bana bildiğin her şeyi anlat. Open Subtitles داركوس , الوقت يداهمنا عليك إخباري بكل ما تعلم
    Keşke olsa. Bu adamların zamanları da azalıyor. Open Subtitles أتمنّى ذلك، الوقت يداهمنا ويداهمهما أيضًا.
    Fikir sayımız çok azken çok fazla hale geldi ve hastamızın zamanı azalıyor. Open Subtitles صارت إحتمالاتنا كثيرة جدّاً بعد أن كانت قليلة جدّاً ومريضتنا ينفد منها الوقت
    Bizim gibi geleceğe ve diğerlerine inanan insanlar, bir araya gelip organize olmalıyız çünkü zaman hızla azalıyor. TED من يؤمن منا، كما أؤمن أنا، بالنظر للأمام وللخارج، فإنه يجب علينا أن ننظم أنفسنا، لأن الوقت يمر سريعاً جداً.
    Şimdi bize onu durdurmamız için meydan okuyor ve zamanımız azalıyor. Open Subtitles الان هو يتحدانا لنوقفه و الوقت ما زال يمضي
    Zamanım azalıyor. Bir şarkı söylemek istiyorum. TED حسناً الآن، وقتي ينفذ. لذا أريد أن أغني أغنية.
    Trende olduğundan emin olabilirsiniz. Zaman gittikçe azalıyor. Open Subtitles يجدر بنا أن نكون متأكدين من ذلك الوقت ينفذ
    Şu an Kaptan, benim zamanım azalıyor. Open Subtitles الآن على الفور، أيها القائد، إنّ وقتي ينفذ.
    Anlattıklarınız bana gittikçe daha saçma geliyor, ve sabrım da azalıyor. Open Subtitles إننى لا أفهم ما تقول و بالمثل فصبرى ينفذ معك
    İçimden bir ses aynı amaç için burada olduğumuzu söylüyor. Ayrıca zamanımız da azalıyor. Open Subtitles شيء ما يُخبرني أنّنا هنا لنفس السبب والوقت يداهمنا
    Sürekli olarak bir dizilim programı çalıştırıyorum ama vaktimiz azalıyor. Peki ya bulamazsın? Open Subtitles لدي برمجيات خاصة بالمتسلسلات تعمل على مدار الساعة لكن الوقت يداهمنا
    Zamanımız azalıyor. Open Subtitles سوف تدمران المدينة كلها؟ الوقت يداهمنا
    Flora Randy'i Chloe'nin tehdit olduğuna ikna etmiş olmalı. - Vaktimiz azalıyor. Open Subtitles ربما قامت فلورا بإقناع راندي أن كلوي تشكل تهديدا ينفد منا الوقت
    Çıkıp eğlenme fırsatı her geçen gün azalıyor ve... yeni insanlarla tanışmak şansı da. Open Subtitles انها فرصتنا لنستمتع ونخرج ونقابل أصحاب جُدد والوقت يمر منا
    Zaman sürekli azalıyor. Open Subtitles الوقت يمضي بسرعة.
    İki yumurta birleşince her iki renkten de birer yumurta azalıyor ve üçüncü renk sayıca bir artıyor. TED عند دمج بيضتين، عدد البيوض من كلا اللونين يتناقص بنسبة واحد لكلٍ منها، ويزيد عدد اللون الثالث الناتج عنهم بنسبة واحد.
    - Nelson, ben deneyeyim. - Zamanımız azalıyor! Open Subtitles ـ هيا، يا نيلسن، دعني أحاول ـ نحن نضيع الوقت
    Ancak gerçek şu ki Amerikadaki üretim sektörünün hacmi aslında büyüyor ama işlerimiz azalıyor, TED والآن، فالحقيقة هي أن الناتج في قطاع التصنيع في الولايات المتحدة هو في الواقع ينمو، ولكننا نفقد الوظائف.
    Yiyeceğimiz azalıyor. Yakında her yerde devriyeler olacak. Open Subtitles نحن نستنفذ الغذاء قريبا الدوريات ستكون في كل مكان
    Her bir top üzerinde... elektrik akımı artıyor ve azalıyor. Open Subtitles و الشحنات الكهربائية تتزايد و تتناقص .على سطح كُل كرة
    Ne bulabilirsek razıyım. Anya, lütfen, vaktimiz azalıyor. Open Subtitles سآخذ كل شيء يمكنني الحصول عليه (آنيا) , رجاء , لقد نفد ما لدينا من وقت
    Sayınız azalıyor buna rağmen kendinizden birini, belki kötü olabilir diye öldürmek mi istiyorsunuz? Open Subtitles اعدادكم تتضائل و الان تريدي قتل واحد منكم فقط لأنك تعتقدين انه ربما يكون شرير؟
    Bu yapıldığında, kayıplar azalıyor, U-Botlara verilen hasar artıyordu. Open Subtitles و عندما تحظى بها، فأن خسائر السفن تتقلص أمام أرتفاع خسائر الغواصات
    Sularda kimyasal kirleticiler var ve beslenme için ihtiyaç duydukları alabalıklar gittikçe azalıyor. TED توجد ملوِّثات كيمائية في هذه المياه، ويوشك السلمون، الذي يعولون عليه في الطعام، على النفاذ.
    Cinayetler yüzyıllardır azalıyor. TED إن معدل تفشي جرائم القتل في انخفاض منذ قرون.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus