Demek kızınızın iyiliği için evinizi, arkadaşlarınızı, bütün hayatınızı geride bırakarak Kennish'lerin evine taşındınız. | Open Subtitles | إذا تركت منزلك، أصدقاءك، حياتك كلها تركتيها خلفك للانتقال مع الكينيش لأجل ابنتيك. |
bütün hayatınızı, cevaplar arayarak geçirdiniz. | Open Subtitles | لقد قضيتَ حياتك كلها ، تبحث عن إجابات |
Ona bütün hayatınızı adadınız ama şimdi o sizi terk etti. | Open Subtitles | لقد أعطيته حياتك كلها والآن قد هجرك |
Ya da bütün hayatınızı mahvederler. | Open Subtitles | أو تدمر حياتك كلها. |
Tabi eğer bir laboratuvar kafesine tıkılmamışlarsa. Yani, eğer bütün hayatınızı ufak biri kutuda geçirirseniz, kiminle seks yapacağınız konusunda o kadar da seçici olmazsınız. Ama yüz hayvan türüne baktım, vahşi hayatta hayvanların gözdeleri olur. | TED | إلا إذا كانت عالقة في قفص المختبر -- وأنت تعرف ، إذا كنت تنفق حياتك كلها في علبة صغيرة، أنك لن تكون صعب الإرضاء في اختيار من يمارس الجنس معك -- ولكني نظرت في مئات من الأنواع، وفي كل مكان في البراري ، والحيوانات المدجنة. |