Stadyuma girdiklerinde ise, bütün kızlar sadece çoraplarını emmek istiyordu. | Open Subtitles | في الثانية التي دخلا فيها الملعب, كل الفتيات عضـن جواربهن. |
bütün kızlar içiyor. Ama yakalanan benim. İşte hayatımın hikayesi. | Open Subtitles | كل الفتيات يشربن، لكن أنا الوحيدة التي يُمسك بها، قصة حياتي |
Düzenli bir ziyaret için 20 dolar, bütün kızlar dahil. | Open Subtitles | عشرون دولاراً من أجل زيارة روتينية جميع الفتيات مرحب بهن |
Evet, biliyorum. bütün kızlar da ona bayılıyor. | Open Subtitles | .نعم, أعلم بذلك .جميع الفتيات مجنونين به |
bütün kızlar Ben'in sevgilisi olmak için, Ben'in sevgilisi olmak için | Open Subtitles | و كل البنات تحلم بيه أنه بينى الجميل أنه بينى الجميل |
...bütün kızlar burada olmak istiyor ve aslında, onlar, şey, direkt bana geliyorlar. | Open Subtitles | كل فتاة تريد المشاركة به في الواقع يجب أن يمروا من خلالي |
Son derece heyecanlı olduğunu düşünüyorum. bütün kızlar gibi. | Open Subtitles | اعتقد انه شيئا مثيرا للغاية كل الفتيات يفعلنه |
Sanırım o yaştaki bütün kızlar böyledir. | Open Subtitles | أظن أن كل الفتيات بذلك السن يرغبن بالزواج من أبيهم |
Ön sıranın ortası ve yiyemediğim bütün kızlar senin. | Open Subtitles | فى الصف الامامى , الكرسى فى المنتصف , مع كل الفتيات لا يمكننى ان اكل حق صديقى |
1 Mayıs yürüyüşünde bütün kızlar aynı giyinirdi. | Open Subtitles | يوم استعراض مايو العسكري حيث ترتدي كل الفتيات زيا موحدا |
Kasabadaki bütün kızlar Larry'nin gerçekten tatlı biri olduğunu düşünürlerdi. | Open Subtitles | كل الفتيات فى البلدة أعجبن بلارى لأنه كان شخص جذاب فعلا |
Globe'daki bütün kızlar orgazm sırasındaki nefes alma tekniği konusundaki eserinize hayran. | Open Subtitles | جميع الفتيات في صحيفة القلوب معجبون في عملك *التنفس أثناء النشوة الجنسية* |
bütün kızlar yedi ve sekiz yaşlarında ve hepsi de son iki yıl içinde kayıp ilan edilmiş. | Open Subtitles | جميع الفتيات ما بين السابعة والثامنة ولقد أصبحن مفقودات خلال العامين الماضيين |
Dans eden bütün kızlar bunu ödeyebilmek için buradalar. | Open Subtitles | جميع الفتيات الاتي يرقصن هنا يجب أن يدفعوه |
Bilirsin işte kızlar, hatunlar, fahişeler. - Oradaki bütün kızlar kevaşe mi? | Open Subtitles | أنت تعلم الفتيات , الماموسات لديك جميع الفتيات هكذا |
bütün kızlar ne giyilir ve ne yapılır biliyorlardı. | Open Subtitles | وبدا أن جميع الفتيات على علم بما يفعلن وما يرتدين |
Çocukların söylediği okulun 5km yarı çapına dahil bütün kızlar. seninmiş. | Open Subtitles | الاطفال يقولون كل البنات ضمن قطر 5 كم من المدرسة لك |
bütün kızlar da Ben'in sevgilisi oldu, Ben'in sevgilisi | Open Subtitles | رقصه الكوفات الكوفات نعم و كل البنات تظن أنك الشريك المناسب |
Los Angeles'ta... Dalga mı geçiyorsun. Bu şehirdeki bütün kızlar böyle. | Open Subtitles | في لوس انجلوس كل البنات أقل من 19 سنه يحملون نفس المواصفات |
Bardaki bütün kızlar seni istiyor. Bardaki bütün erkekler senin gibi olmak istiyor. | Open Subtitles | هذا ان كل فتاة في البار تتنظرك و كل شاب في يريد ان يكون انت |
Bardaki bütün kızlar seni istiyor. Bardaki bütün erkekler senin gibi olmak istiyor. | Open Subtitles | هذا ان كل فتاة في البار تتنظرك و كل شاب في يريد ان يكون انت |
Düke, bunu krallıktaki bütün kızlar üzerinde denemesi için emir verilmiş. | Open Subtitles | لقد أمروا الدوق أن يجربه على كل فتاه بالمدينة |
bütün kızlar ondan hoşlanırdı. | Open Subtitles | لكنه كان أيضاً فاتناً، وكل الفتيات أحببنه. |
Boş ver, hem zaten bütün kızlar aynı değil mi? | Open Subtitles | لا أذكرها. بالإضافة إلى أنّ كلّ الفتيات يجلبن لي الملل. |
Kısa sürede mahvolacak bütün kızlar gibi, Harmony de son derece zekiydi. | Open Subtitles | كانت (هارمونى) مثلها مثل باقى الفتيات الساقطات شريرة ذكية |