büyük babası tarafından uzmanca eğitilip savaş sanatıyla birleştirtirmiş. | Open Subtitles | خبيرة في الفنون القتالية المتنزعة دُربت علي يد جدها |
Büyük büyük babası, bir uçağı ve içindekilerinin hayatını kurtardı. | Open Subtitles | جدها الرائع الذي أنقذ الطائرة والرجال معاً |
Yaşlı adam onun büyük babası. | Open Subtitles | العجوز الذي معنا هو جدها |
Daha önemlisi, o kiliseyi Sadie'nin büyük babası yaptı. | Open Subtitles | أكثر أهميَّةً، هو الكنيسةُ جَدّ سادي بَنى. |
Hatta büyük babası ya da ikinci ya da üçüncü Iljimae bile, | Open Subtitles | حتى جَدّ ايلجيمي الثاني أَو الثالثِ |
büyük babası zımbayı icat etmiş. | Open Subtitles | تعطي كاش. جدها أخترع الدبابيس |
Şöyle dedi: "Rosa Parks başlarda pasif direnişle ilgilenmiyormuş ayrıca onu büyüten büyük babası da kendine beyaz süsü verecek kadar açık tenliymiş, kasabada silahla dolaşırmış ve Bay Parks'ın çocukları veya torunlarına bulaşırsan mâlûm yerine tapayı yiyeceğini herkes bilirmiş." | TED | وقال: "أبي، ليست فقط روزا باركس من انخرطت في اللاعنف، لكن جدها أيضًا، وهو من قام بتربيتها وقد كان متفتحًا كفاية ليمر كأبيض، ويتجول حول المدينة بسلاحه في جرابه، والناس عرفوا ما معنى أن تعبث مع أبناء أو أحفاد السيد باركس، سيضع شرطيًا أسفل فمك." |
- büyük babası... | Open Subtitles | - سقط جدها في... |