"büyük bir fırsat" - Traduction Turc en Arabe

    • فرصة عظيمة
        
    • فرصة كبيرة
        
    • فرصة حقيقية
        
    • فرصة رائعة
        
    • هي فرصة
        
    • فرصة ضخمة
        
    • فرصه كبيرة
        
    • الفريق انها بدايه رائعه
        
    1,000 dolar ödüyorlar bana baba. Bu benim için çok büyük bir fırsat. Open Subtitles إنهم يدفعون ألف دولار لي ياأبي , إنها حقا فرصة عظيمة بالنسبة لي
    Sana Tanrı'ya bir fedakarlıkta bulunman için büyük bir fırsat verildi. Open Subtitles لقد أُعطيتِ بصدق فرصة عظيمة لتُقدّمي تضحيات من أجل الربّ.
    Tanıtımlar böyle yürüyor. Bu büyük bir fırsat. Halledebilirim-- Open Subtitles هذه كيفية إقامة المؤتمرات الصحفية إنها فرصة عظيمة, استطيع ان احل هذا
    Partinin büyük bir fırsat partisi olmasını diliyorsun, yaşlı huysuz bir parti değil. TED ترغب بشدة في ذلك لحزبكم لتكون فرصة كبيرة لكم . ليس للحزب الغاضب.
    Bu iki dönüşümün bir araya gelmesini daha çok düşündükçe bunun çok büyük bir fırsat olduğunu fark etmeye başladım. TED كلما فكرت مزيدًا، في التحولين القادمين، كلما اقتنعت أنها فرصة كبيرة.
    - Evet. Yaşadığın duyguyu çok iyi anlıyorum. Önünde büyük bir fırsat var ve kaçırmak istemiyorsun. Open Subtitles صحيح , أنا أفهم هذا الشعور أنت ترى فرصة حقيقية وتريد فعلاً الحصول عليها
    Bugün çok büyük bir fırsat var -- ve en çok bunu önemsiyorum -- TED وهذه فرصة رائعة تلك التي نملكها اليوم وهذا ما اهتم به حقاً في حياتي
    Bak, bu benim için büyük bir fırsat ve iyi gitmesini istiyorum. Open Subtitles هذه فرصة عظيمة لي وأريد الأمور تسير على مايرام
    O bize, NAFTA ticaret anlaşmasıyla çok büyük bir fırsat verdi. Open Subtitles لذا، يمنحنا فرصة عظيمة مع اتفاقية التجارة الحرة
    Bak, tüm söyleyebileceğim, büyük bir fırsat bu ve senin burda olmandan mutluluk duyacağız. Open Subtitles إنظر , كل ما أقوله إنها ستكون فرصة عظيمة
    Şimdi elinize büyük bir fırsat geçmiş durumda ama dikkatli olmazsanız bu fırsatı tümüyle kaçıracağınızı unutmayın. Open Subtitles والآن، أمامكم فرصة عظيمة هنا ولكن تذكّروا أنّكم قد تفقدونها إن لم تتوخّوا الحذر
    Bu, bizim gücümüzde bir ulusun böyle büyük bir anlaşmazlığı diplomasi ve uzlaşmayla nasıl çözebileceğini göstermek için büyük bir fırsat. Open Subtitles هذه فرصة عظيمة لنظهر كيف لأمه بقوتنا قادرة لحل صراع كبير مثل هذا
    Bunun benim için büyük bir fırsat olduğunu anlamadığımı mı sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدي بأنني لم أفهم بأن هذه فرصة عظيمة لي .. ؟ اذا لماذا تخليتِ عنها ..
    benim için büyük bir fırsat,profesyonel. Open Subtitles انها فرصة عظيمة بالنسبة لي و على المستوى الاحترافي.
    Bunun bizim için çok büyük bir fırsat olduğunu bilmeli. Open Subtitles كل ما أقوله، أن عليه أن يفهم أن هذه فرصة كبيرة لنا.
    Malum İngiliz gizli ajanını kaleme almak benim için büyük bir fırsat olacak. Open Subtitles الكتابة عن عميل بريطاني سرّي مُحدّد ستكون فرصة كبيرة جداً لي.
    Çünkü bu senin için büyük bir fırsat ve seni seviyorum ve benim bu dünyadaki en iyi arkadaşımsın. Open Subtitles لأنني اعلم أن هذه فرصة كبيرة لكِ وأنا أحبكِ وأنتِ صديقتي المفضلة..
    Bunun büyük bir fırsat olduğunu ve kovalamam gerektiğini söylüyor. Open Subtitles أنه يقول بأنها فرصة كبيرة ويجب علي أن أغتنمها وهذا ما سأفعله
    Onunla iki kelam laf edebilmen için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أنا أعتقد أن هذه فرصة حقيقية لتتفاهمي معه
    Senin için büyük bir fırsat olduğunu biliyorum. Open Subtitles صدقني, أنا أعرف ــ أنا أعرف أنها فرصة رائعة من أجلك
    Susan, resimlerini bir galeride sergilemek çok büyük bir fırsat. Open Subtitles سوزان تعليق لوحاتك في معرض هي فرصة كبيرة
    Bu aslında 'dönüşümcü gelişme' için büyük bir fırsat. TED إنها فرصة ضخمة للتنمية الإنتقالية.
    Bu senin için çok büyük bir fırsat. Open Subtitles هذه فرصه كبيرة لك
    Operasyon için tebrikler. büyük bir fırsat. Open Subtitles مبروك على جعلك قائد الفريق انها بدايه رائعه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus