| Bu, bilim ve din arasındaki çelişkinin büyük bir parçasıdır. | Open Subtitles | هذا هو جزء كبير من التناقض بين العلم و الدين |
| Tanrı'ya bağlılık, İki Elmas'ın büyük bir parçasıdır. Büyük bir parçası. | Open Subtitles | الإلتزام مع الله و الدين هو جزء كبير من الجوهرتيين الماسييتين جزء كبير |
| Yemek, randevuların büyük bir parçasıdır ve böyle katı diyetler olunca bölüşme konusunda sıkıntı yaşayacağız. | Open Subtitles | الأكل جزء كبير من المواعدة و اذا كنتِ على نظام غذائي قاسي سنواجه على المدى البعيد مشاكل عدة |
| - O yerel tarihin büyük bir parçasıdır. | Open Subtitles | -إنّه جزء كبير من التاريخ المحلي . -أجل . |
| Umut iyileşmenin büyük bir parçasıdır Leila. | Open Subtitles | الأمل جزء كبير من الشفاء |