Korkarım Guillermo Cortez sadece bir başlangıçtı ve Elena da büyük bir tehlike altında. | Open Subtitles | أخاف أن موضوع جليرمو كورتيز كان مجرد البداية وان هناك خطر كبير وإلينا خطر كبير أيضاً |
Eğer bana anlattıkları doğruysa, büyük bir tehlike içindesin. Tüh, kahretsin. - Tüh, kahretsin, hayır. | Open Subtitles | لو كان ما قاله صحيحاً فأنت فى خطر كبير أنه صديقى |
Bu yüzden bence gerçekten denizi görmemek gibi bir tehlike var ve eğer gerçekten görmezsek, eğer kendi ikonografisi olmazsa, eğer görkemini gözden kaçırırsak, o zaman onu hiçe saymamız gibi büyük bir tehlike var. | TED | لذا أعتقد أن هناك خطرًا كبيرًا أننا لا نرى البحر مطلقًا، وإن لم نكن نره حقًا، إن لم تكن له أيقونيته الخاصة به، إذا أغفلنا جلالته، فعندها سيكون هناك خطر كبير في أننا نعتبره شيئًا من المسلّمات. |
Halkayı kırdığım ve seni vaktinden önce uyandırdığım için özür dilerim... ama hepimizin büyük bir tehlike altında olduğundan endişeliyim. | Open Subtitles | أعتذر عن ايقاظك و عدم احترامي للنظام لكني اخشي اننا كلنا في خطر محدق |
Eğer bu fırtınaya hazırlanmazsanız, hepiniz çok büyük bir tehlike içine gireceksiniz. | Open Subtitles | اذا لم تتجهزي لهذه العاصفة فستكونون جميعا في خطر محدق |
Bayan Saxon, çok büyük bir tehlike içinde olduğunuza inanmak için nedenlerim var. | Open Subtitles | السيدة ساكسون، لدي مايدفعنيللاعتقاد... بأنكِ في خطر محقق |
Bayan Saxon, çok büyük bir tehlike içinde olduğunuza inanmak için nedenlerim var. | Open Subtitles | السيدة ساكسون، لدي مايدفعنيللاعتقاد... بأنكِ في خطر محقق |
Zira şu anda tüm hayallerim ve planlarım büyük bir tehlike altında. | Open Subtitles | فكل أحلامي ومخططاتي في خطر جسيم حالياً |
Evet hem öğrenciler hem de tüm toplum için büyük bir tehlike olduğunu düşünüyoruz | Open Subtitles | نعم, نعتقد أنهم خطر عظيم على التلاميذ و المجتمع بصفة عامة |
Söylediğim gibi, Bayan Lampert, gerçekten çok büyük bir tehlike içindesiniz. | Open Subtitles | كما قلت سيدة "لامبـرت" , أنتِ فى خطر كبير |
- Bunu açıklayacak zaman yok. büyük bir tehlike içindesin. | Open Subtitles | ليس هناك وقت للتوضيح أنت في خطر كبير |
Ve o zamana kadar, çok büyük bir tehlike içerisinde. | Open Subtitles | وحتى ذلك الوقت,هو في خطر كبير جداً |
Bu stratejiye, Açıklar büyük bir tehlike içinde olduğu için başvuruyorum. | Open Subtitles | لجات إلى هذه الاستراتيجية لأن "الساحل" في خطر كبير |
büyük bir tehlike içindeyiz. | Open Subtitles | نحن في خطر كبير |
Bu işe dahil olursa kızınız daha büyük bir tehlike içine girebilir. | Open Subtitles | ،إن كانت متورطة بهذا ربما تكون ابنتكم في خطر محدق |
Yani büyük bir tehlike olmadıkça içeri girmezler. | Open Subtitles | لذا فما لم يكن هناك تهديد أو خطر محدق فلن يدخلوا. |
Ama şu an Camelot'u büyük bir tehlike bekliyor. | Open Subtitles | "لكن "كاميلوت في خطر جسيم |
Çok büyük bir tehlike ama aynı zamannda bir avuç sosyalist liberal herifin uydurması. | Open Subtitles | إنه خطر عظيم لكن بنفس الوقت إنه مجرد خرافة من بعض المتخلفيين الإجتماعيين |