Bir kaç küçük değişiklik büyük farklar yaratabilir. | Open Subtitles | تغييرات طفيفة قد تحدث فرق كبير |
Gerçekle filmler arasında büyük farklar var. | Open Subtitles | هناك فرق كبير بين الواقع والأفلام |
Ve bir grup insanın büyük farklar yaratabileceğini kanıtladılar. | Open Subtitles | ليثبت أن مجموعة من القلة ، تستطيع إحداث تغيير كبير |
Dünyada çok büyük farklar yarattı. | Open Subtitles | لقد حدث تغيير كبير بسبب هذا القرار |
Tahmin edeceğiniz gibi, burada büyük farklar göreceksiniz. | Open Subtitles | ستجد اختلافات كبيرة هنا , كما تعرف |
Michelle, ee... bugün büyük farklar yaratmış parmakla sayılacak kadar kişi var. | Open Subtitles | ميشيل هناك الكثير من الناس قد عملوا تغييراً كبيراً اليوم |
Bilemeyeceğim ufacık bir iletken bile çok büyük farklar doğurabilir. | Open Subtitles | لا أعرف، إن كان الموصّل الصغير من شأنه أن يحدث تغييراً كبيراً |