| Aynı zamanda bu Büyük resmi göz önüne alınca farkı anladığım ilk zamandı. | TED | وفهمت أيضًا لأول مرة الفروقات التي تصنعها عندما نضع بعين الاعتبار الصورة الأكبر. |
| Değişimin insanlar için zor olduğunu düşünüyorum, özellikle de Büyük resmi göremeyenler için. | Open Subtitles | أعتقد أن التغيير صعب على الناس خاصة حين لا يمكنهم رؤية الصورة الأكبر |
| Peki bu Büyük resmi nasıl akılda tutuyoruz? | TED | إذًا كيف نبقي على تلك الصورة الكبيرة في أذهاننا؟ |
| - Bence Büyük resmi görmüyorsun. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أنك مُفتقد الصورة الكبيرة ؟ |
| Üçüncü rahip uyuşmazlıklarını algısal bir mesele olarak tanımlıyor - her iki rahip de Büyük resmi görmeyi başaramamışlardır. | TED | يصف الراهب الثالث نزاعهما بأنه نزاع إدراكي يعجز كلا الراهبان المتجادلان عن رؤية الصورة الكبرى. |
| Miras bırakmak için gerekli olduğunu düşünüyorsun ama burada Büyük resmi göremiyorsun. | Open Subtitles | تبحث عنها لمصلحة الفريق لكنك في الحقيقة لا ترى الصورة الكاملة |
| Eğer Büyük resmi görmek istiyorsanız fikrinizden vazgeçmeniz gereken bir an gelecek. | TED | سيحينُ الوقت عندما يتوجبُ عليكم عدم التشبث بأفكاركم إذا أردتم فهم الصورة الأكبر. |
| Büyük resmi gördüm ve artık hem her şeyi yapıp, hem de her şeye sahip olamam. | Open Subtitles | , أنا رأيت الصورة الأكبر لا يمكنني عمل كل شئ و يكون لديّ كل شئ |
| Büyük resmi gördüm ve artık hem her şeyi yapıp, hem de her şeye sahip olamam. | Open Subtitles | , أنا رأيت الصورة الأكبر لا يمكنني عمل كل شئ و يكون لديّ كل شئ |
| Büyük resmi görmeye çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | أحاول أن أرى الصورة الأكبر رغم ذلك المهمّة |
| Daha Büyük resmi görmek için öğrenmen gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تتعلمي كيف تنظرين إلى الصورة الأكبر |
| Büyük resmi gören, benim tarafımda birine ihtiyacım var, benim için vizyonu olan birine. | Open Subtitles | احتاج لشخص بجانبي يرى الصورة الكبيرة و لديه رؤية عني |
| Sana benziyormuşum. Büyük resmi göremiyormuşum. İsteksizmişim. | Open Subtitles | وهي قالت بأنني احبك اكثر الا ترين الصورة الكبيرة المفتقرة للطموح |
| Bazen bir konuda o kadar derin duygular hissedersin ki Büyük resmi kaçırırsın. | Open Subtitles | في بعض الأحياء تشعر بعمق حول شيئ ما و تفقد الصورة الكبيرة |
| Çünkü kimsenin Büyük resmi göremeyeceğini biliyordun. | Open Subtitles | لأنك تعرف أن لا أحدا سيرى الصورة الكبيرة |
| Evet, Frank, Aslında bence Büyük resmi görmüyorsun. | Open Subtitles | نعم , فرانك أعتقد أنك لم ترى الصورة الكبرى |
| Bazen Büyük resmi bilmeyiz. | Open Subtitles | أقصد، أحيانًا نحن لا نرى الصورة الكاملة. |
| Bu yüzden seninle evlendim, tatlım. Sen Büyük resmi görensin. | Open Subtitles | لهذا السبب تزوجتكِ يا عزيزي، أنتِ ترين الصورة بأكملها |
| Görüyorsun, Lion-O Büyük resmi göremediğin zaman hareketlerinin sonuçlarını bilmen imkânsız hale gelir. | Open Subtitles | "أرأيت, "رينو ,عندما عجزت عن النظر للصورة الأكبر أصبح من المستحيل معرفة نتائج أفعالك |
| Büyük resmi görmeniz gerek. | Open Subtitles | لذا عليك ان تنظري للصورة الكبيرة هنا |
| Sizden, Büyük resmi dikkate almanızı istiyorum sadece. | Open Subtitles | أنا فقط أطلب منكَ أن تُفكّر بالصورة الأكبر. |
| Büyük resmi görmedin sen. | Open Subtitles | أنت لم ترَ الصورة الأشمل الانفجار الكبير |
| Sanırım, biz Büyük resmi göremiyoruz. Tabi varsa. | Open Subtitles | أحزر بأنّنا لا نعرف الصورة كاملة بان هناك شيء كهذا. |
| Tatlım, Büyük resmi kaçırdın. Sana diğer picamayı getirim. | Open Subtitles | عزيزتي انتي تفقدي الصوره الكبيره لنذهب لنحصل على بدلة القفز الاخرى |
| Uyuşturucuyu bıraktım, birkaç kitap aldım elime Büyük resmi gördüm. | Open Subtitles | استغنيت عن المخدرات, و عكفت على الكتب وعندها رأيت الصورة الشاملة |
| Kendini aştın. Büyük resmi görebiliyorsun. | Open Subtitles | أنت تنسى غرورك وتشاهد الصورة الأكبر |