O zaman tahmin edebileceğiniz gibi, büyük bir düş kırıklığı -- düş kırıklığı diyelim -- vardı. Çok, çok büyük bir hızla büyümeye başladı. | TED | الآن في هذا الوقت ، أصبنا بحيرة شديدة حيرة شديدة جدا بدأت بالنمو ، بسرعة كبيرة |
Ve o deniz kestanesinin ölümünden bir kaç ay sonra deniz yosunları büyümeye başladı. | TED | وبعد أشهر قليلة وبعد أن ينقرض قنفذ البحر, تبدأ الطحالب بالنمو |
Ama balıklar geri döndüğünde ve kestaneleri yiyerek popülasyonu kontrol altına aldığında, şu işe bakın ki, sığ sularda kelp ormanları büyümeye başladı. | TED | ولكن عندما عاد السمك وبدأ بالاقتات عليه وعلى تجمعاته بدات غابات عشب البحر المنخفضة بالنمو في المياه الضحلة. |
Ardından daha fazla yıl geçti ve tümör büyümeye başladı. | TED | وتمر سنوات اخرى ويبدأ السرطان بالنمو |
Zar kendiliğinden büyümeye başladı. | Open Subtitles | و رأى شيئا" لايصدق بحدث سيبدأ الجدار بالنمو بشكل عفوي _ |
{\fs28\cH46E9A3}İçinde büyümeye başladı bile. | Open Subtitles | انه بدأ مسبقاً بالنمو في داخلك |
Gittikçe büyümeye ve büyümeye ve büyümeye başladı. | TED | وبدأ الرقم بالنمو .. والنمو |
Bu memecikler çoktan büyümeye başladı ve benim bildiğim kadarıyla halası gelmiş. | Open Subtitles | هاته الثديات الصغيرة بدأت حقا بالنمو وكل ما أعرفه هو، العمة (فلو) أتت للزيارة. |