Hepimiz müziğin, dostça sohbetin ve de güzel yiyeceklerin büyüsüne kapılmıştık. | Open Subtitles | جميعنا واقعون تحت سحر الموسيقا، والمحادثات الودية، والبهجة. |
Telefonda yalnızca birkaç dakika kaldı ve hemen geldi klasik Matt büyüsüne kapıldı. | Open Subtitles | -لقد كانت على الهاتف لعدة دقائق وها هى الآن تقع فى سحر ماثيو |
Ve bir gün gizemli İngiliz bir kadının büyüsüne kapılmış. | Open Subtitles | ثم ذات يوم يسقط تحت سحر إمرأة إنكليزية غامضة |
İçeri gelemiyorsan alma büyüsüne ne dersin? | Open Subtitles | لوأنتَلا يمكنكَالدخول، ماذا عن تعويذة الولوج؟ |
- Öylece oturmayacağız ama bir şey yapmadan evvel onun büyüsüne karşı koyabileceğimizi bilmemiz gerek. | Open Subtitles | لكن قبلما نفعل شيئًا، علينا التيقُّن أن بوسعنا مقاومة سحره. |
Yılbaşı yalnızca küçükken eğlenceli ve onlar yılbaşının büyüsüne inanıyorlar. | Open Subtitles | ماذا؟ لماذا؟ العيد ممتع عندما يكون لديك أطفال يؤمنون بسحر العيد |
Sanki ne düşündüğünü bilmem için düşünce-okuma büyüsüne ihtiyaç var da. | Open Subtitles | و كأنني أحتاج لتعويذة داخلية لأعرف ما تفكّرون به |
"Kelimelerin büyüsüne düşeceksin daha sonra da sebebini öğreneceksin. " | Open Subtitles | ستسقط في سحر الكلمات و بعدئذ ستعرف لماذا |
Cannibal Corpse gibi grupların şarkı sözlerinde ölüm ve vücut arasındaki ilişkinin hem büyüsüne kapıldıklarını hem de ondan korktuklarını görüyoruz. | Open Subtitles | من ناحية، كما رأينا في كلمات الجثة أكلة لحوم البشر، هناك سحر الاحتمالات من الموت والجسم. |
Ancak kraliyet bireyleri zıpkının büyüsüne hükmedebilir. | Open Subtitles | فقط شخص من السلالة الملكية يمكنه تسخير سحر الرمح الثلاثي |
Ancak kraliyet bireyleri zıpkının büyüsüne hükmedebilir. | Open Subtitles | فقط شخص من السلالة الملكية يمكنه تسخير سحر الرمح الثلاثي |
Hoşlarına gitsin veya gitmesin, herkes onun büyüsüne kapılıyordu. | Open Subtitles | سحر آمان بدأ ينتشر فى كل الاتجاهات |
Kaplan, şu an mahvolduğunu biliyorum ama Kaplan büyüsüne Giriş dersine hiç çalışmadım. | Open Subtitles | نمرة)، أعلم أنك ضعيفة الآن) لكني لم أذاكر سحر النمور 101 أريد مساعدتك |
Kozlar sendeyken yer bulma büyüsüne kimin ihtiyacı olsun ki? | Open Subtitles | من يحتاج تعويذة اقتفاء ونحن نملك موطن نفوذ هنا؟ لا! |
Kızımın lehine olacak bir müttefiklik teklif ettin şimdiyse uyku büyüsüne rağmen ona bağlanmak istiyorsun. | Open Subtitles | عرضتِ تحالفًا يفيد ابنتي والآن تودّي الوصال بها إلّا أنّك نفسك ما زلت تعانين من تعويذة النوم. |
Yalnız kalmaman için zamanda yolculuk büyüsüne falan ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لا تحتاجين تعويذة السفر بالزمن كيلا تبقي وحيدة |
Çünkü bir kadın, bir adamla tanışır adamın bir fare avcısı olduğunu öğrenir olayın büyüsüne kapılırlar falan işte. | Open Subtitles | لأن بعض الفتيات يلتقين برجل ويجدن أنه مُبيد جرذان ومن ثم ينغمسن في سحره. |
Bende beslediğin umut onun büyüsüne karşı çıkabiliyordu. | Open Subtitles | كان the-- كان الأمل كان لديك في لي قادرة على مواجهة سحره. |
Bugün hala insanları sinemanın büyüsüne inandırmanın yollarını bulmaktır. | Open Subtitles | كيف تجعل الناس اليوم يواصلون إيمانهم بسحر السينما؟ |
Bir şeyler istemekten nefret ediyorum ama yer bulma büyüsüne ihtiyacım var. Kayıp bir şey var. | Open Subtitles | انظري، أكره أن أطلب منك معروفًا، لكنّي بحاجة لتعويذة رصد، ثمّة شيء ضائع. |
Doğru değilse de Majestelerinin kadının büyüsüne kapılmasına seyirci kalmayacağız. | Open Subtitles | . اذا لم نستطيع الأستفادة منها نحن لا نستطيع الجلوس و الأنتظار بعد ذلك و الملك يسقط في سحرها الشرير |
Gerçek; kitaba prensese ve kılıca sahip olmam seninse Ambrosius büyüsüne maruz kalmış olman. | Open Subtitles | الحقيقه انى املك الكتاب والاميره,والسيف وأنت تحت نوبةِ أمبروزيوس |