bıçağını çekip, her ne yapmak isterse onun için borç istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد سحب السكين وقال أريد أن تعيرني كُل ما موجود في محفظتك. |
Fei-hung, o bir biftek, bıçağını ve çatalını kullan. | Open Subtitles | فاي هونج , استعمل السكين والشوكة لتقطيع اللحم |
Senin polis olduğunu bilen kötü bir adamın bıçağını kulağına dayaması gibi. | Open Subtitles | نعم، مع سكين ضاغطٌ على اذنك بواسطه رجل سئ واثقٌ أنك شُرطي |
Balık bıçağıyla et bıçağını ve balık kaşığıyla et kaşığını birbirinden ayırmayı öğrenmeniz gerekir. | Open Subtitles | إن عليك تعلم كيفية التفريق بين سكين اللحم وسكين الاسماك وشوكة السمك و شوكة اللحوم |
Benim birliğimde bıçağını kaybeden, kamçılanmak üzere ipe asılırdı, evlat. | Open Subtitles | أى مجند يفقد سكينه ، فى وحدتى كان سيتم جلده ، يا فتى |
Bir kasap bıçağını sallayarak ve bağırarak odama girmezsen minnettar kalırım. | Open Subtitles | لا أرغب منك بدخول غرفتي حامل سكينة مطبخ وتركض صارخاً |
Ne yazık ki, silahım yok. Senin bıçağını ödünç almam gerekecek. | Open Subtitles | لسوء الحظ فليس معي سلاح , عليّ أن أستعير سكينتك |
İbrahim, oğlunu kesmek niyetiyle bıçağını kaldırır, kesin ve öldürücü darbeyi vurmak üzeredir, oğul bıçağın tam ağzındayken, bir melek kucağında bir koyun ile gelir ve der ki: | Open Subtitles | عندما رفع إبراهيم السكين بقصد الذبح عندما أوشك أن يذبح |
Mutfaktan kasap bıçağını aldım ve kuyruğunu kestim, kulaklarını kestim, devam ettim. | Open Subtitles | أخذتُ السكين الكبيرة من المطبخ و قطعتُ زيلَه و قطعتُ أُذناه، و تابعت |
Gördün mü, rakibinle karşılaştığında bıçağını böyle tutarsan daha iyi kontrol sağlarsın. | Open Subtitles | أرأيت؟ حينما تحمل السكين بالنصل وأنت تواجه خصمك يكن تحكّمك أفضل |
Ama neden her yeni kurbana geçmeden bıçağını temizlemiş? | Open Subtitles | لكن الذي يُنظّفُ مِنْ السكين بين الضحايا؟ |
bıçağını bana ver yoksa görev başında yasa dışı silah bulundurmaktan iç işlerini başına musallat ederim. | Open Subtitles | أعطني السكين وإلا فضحت أمرك لدى شعبة الشؤون الداخلية بسبب اهمالك استخدام سلاحك الرسمي |
O yüzden bıçağını bırak sonra da bunu konuşalım. | Open Subtitles | لماذا لاتضع السكين جانبا؟ نستطيع التحدث حول الأمر |
Pasta bıçağını bacanın içinde bulman büyük bir şanstı. | Open Subtitles | وكان محظوظا, العثور على سكين في مدخنة حظ؟ |
Evet, dün kanıt odasında Mostow'un bıçağını incelemiştim. | Open Subtitles | طبعاتك كانت في جميع أنحاء هي. نعم، فحصت سكين موستو أمس في غرفة الدليل. |
Al bunu, asker bıçağını dene. Gelmiş geçmiş en iyi bıçaktır. | Open Subtitles | جرب هذا، كييبار البحرية أفضل سكين قد صنعة |
bıçağını bulmuşlar, üstünde parmak izleri varmış. | Open Subtitles | وَجدوا السلاحَ، سكين جزَّار و عليه بصماته |
Hanımefendi, sanırım bunu yapıp bıçağını orada bırakan kişiyi görmemişsinizdir. | Open Subtitles | هل أمكنك رؤية من فعل هذا و من ثم صادرتي سكينه ؟ |
Bazen kasap bıçağını alıp ikisine de saplayasım geliyor. | Open Subtitles | احيانا افكر فى ان اخذ سكينة جزارة و اطعنهما هما الاثنين |
İsviçre Ordu bıçağını al azıcık şuramı kes. | Open Subtitles | اخرج سكينتك السويسرية و اجرحني هنا فقط قليلا |
Karanlıktı. bıçağını sağa sola sallıyordu. Peki ya bardan önce? | Open Subtitles | كان المكان مظلما و يلوح بسكين وقبل ذلك في البار؟ |
O yaklaşırken düşündüm ya para isteyecekti, ya bıçağını çıkaracaktı ya da bana penisini gösterecekti. | Open Subtitles | وعندما أصبح بالقرب مني ظننت أنه سيطلب بعض المال أو يسحب سكيناً أو حتى يعرض لي قضيبه كما يحدث في بعض المرات |
Zaten sen Gezgin bıçağını getirmeden bir şey yapamam, o yüzden acele et. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل شيء إلّا حين تُحضر سكّينة الرحّال، فأسرع. |
Bu yüzden adam ona mutfak bıçağını 17 kere sapladı ve vücudunu yol kenarına attı. | Open Subtitles | فطعنها 17 مرّة بالسكين ورمى بجثتها على الطريق |
İşte bıçağını hazırda tutman gereken biri. | Open Subtitles | الآن، هذا شخص يجعل من إحتفاضك بسكينك يكون ذو فائدة |
bıçağını kolunun içine yerleştir ve kolu tutan bütün kasları kes. | Open Subtitles | إعكس طريقة قبضتك عليك أن تولج سكينك في داخل ذراعه هنا |
Bunun dişlerinde altın var. bıçağını ver! | Open Subtitles | هذا ولد لديه ذهب عند أسنانه أعطني سكينكَ |
Eline şefin bıçağını son alışında güzel, beyaz bir kızın boğazını kestin desek daha doğru. Kendini o yüzden burada buldun. | Open Subtitles | بلّ إنّكَ هنا لأنّكَ اخذت سكّين مطبخكَ وحززت به عُنق عشيقتكَ الجميلة. |
Biftek yemek için oturduğunda, bıçağını bilemez misin? | Open Subtitles | هل تقوم بسنّ سكّينك عندما تجلس لتناول شريحة لحم؟ |
bıçağını ver. | Open Subtitles | . اعطنى السكينة |