Striptiz Kulübünün sahibi "B" grubunu kullanmaktan bıkmıştı ve ekibini almak için gelmişti. | Open Subtitles | لقد سئم صاحب النادى من فرقته الإحتياطية لذا عاد إلى الفرقة الأساسية |
Hayır, kirli don giymekten bıkmıştı. | Open Subtitles | لا، لقد سئم الملابس الداخلية المتسخة. |
Su vanamdan bıkmıştı... ama sen aletime olan ilgisini tazeledin. | Open Subtitles | فقد سئمت من مرشي لكنك جددت حبها له |
Amanda ikinci kadın olmaktan bıkmıştı. Kocasıyla yaşadığı ilişkiyi konuşmak için Bn. | Open Subtitles | أماندا) سئمت من كونها رقم اثنين,لذلك) (اتصلت بالسيدة (لوغان |
Sadece benimle konuşuyordu çünkü ondan bıkmıştı, ama bu konuşmayı severdim. | Open Subtitles | أحببت الطريقة التي كان يتكلم بها أعرف أنه تكلم معي فقط لأنه كان قد سأم منها و لكني أحببت هذا |
Çocuklar, Robin teyzeniz Metro News One'daki işinden bıkmıştı. | Open Subtitles | "ميترو نيوز 1 الساعة الـ11 " "يا أطفال, عمتكم "روبين "ملّت من عملها في "ميترو نيوز 1 |
Cervantes'in kendi de bir hayran olsa da bu tekrar eden kitaplardan bıkmıştı, kitaplar karakter gelişimi üzerinde değil, kahramanlık becerisi üzerinde duruyordu. | TED | رغم أن سيرفانتس كان معجباً بتلك الكتب، إلا أنه ضجر من تكرار القصص، التي تركز على الأعمال البطولية أكثر من تركيزها تطور الشخصيات. |
Belki de bıkmıştı. | Open Subtitles | ربما إكتفت من الأمر |
Gevezelerden bıkmıştı. | Open Subtitles | كان قد سئم من الثرثرة |
Bence Banks, Tyler'ın yerel yetenekleri kapmasından bıkmıştı! | Open Subtitles | أعتقد أنّ (بانكس) سئم من كون (تايلر) يرعى المواهب المحلية، هذا ما أعتقده. |
Belki Blaine, her fırında makarna yapışında, tiz sesli ve kibirli bir şekilde ikinizin nasıl eşcinsel hakları faaliyetlerin nasıl tepelerde olduğunuzu düşündüğün konusundaki nutuklarından bıkmıştı. | Open Subtitles | ربما (بلين)سئم من سماعِ صياحك، وتضخيمِ نفسك بمحاضرة بشأن شعورك بأنكما أنتما الإثنان كنتما رأس |
Babamdan dolayı her şeyden bıkmıştı. | Open Subtitles | لقد سئمت من كل شي بسبب والدي . |
Biz küçükken, kız ve erkek kardeşlerim ve ben... annemin ve kendisinin her yemekten sonra bu kadar çok bulaşık yıkamasından bıkmıştı, tabii bulaşıklar için evde olduğundan değil, onun için de herkesin kendi tabağının sorumluluğunu almasını istedi ve üzerine baş harflerimizi yazdırdı. | Open Subtitles | . . عندما كنا صغيرين , اخوتي و أخواتي و أنا سأم أبي من أنه و أمي عليهما غسيل الصحون , دوماً بعد كل وجبة |
bıkmıştı. | TED | وإنه قد سأم من ذلك. |
Klaus onu hançerli bıraktı çünkü onun yargılamalarından bıkmıştı. Hayır, Finn bir ahmaktı. | Open Subtitles | (كلاوس) خنجره لأنّه سأم تسلّطه |
...ve bilhassa, aptalca kelime oyunlarından bıkmıştı. | Open Subtitles | وأكثر من ذلك كله ... ملّت من الإستعارات السخيفه |
Diğerleri gibi yaşamaktan bıkmıştı, bataklıktaki domuzlar gibi. | Open Subtitles | لقد ضجر من العيش كالبقية، يعيشون بتطفل كخنازير في بالوعة |
- Neyden bıkmıştı? | Open Subtitles | إكتفت من ماذا؟ |