İlişkimizi ucu açık bırakmıştık ama bu kadar da ucu açık bırakmamıştık. | Open Subtitles | انه فقط .. تعرف .. انا اعرف اننا تركنا الامور بنهايات مفتوحة |
O gün ağaç eve giderken oldukça korkunç bir iz bırakmıştık. | Open Subtitles | لقد تركنا يومها اثرا هائلا وصولا الى منزل الشجرة خاصتنا |
Temas bölgesini oldukça geride bırakmıştık ve gayet iyi durumdaydık. | Open Subtitles | تركنا موضوع الاتصال ورائنا وكُنّا نَبْدو في حالة جيّدة |
Ama biz onu diğer odada bırakmıştık. | Open Subtitles | لكننا عندما خرجنا لقد تركناها في الغرفة الأضافية. |
Herhangi bir transfer durumu için tam şarjıyla bırakmıştık. | Open Subtitles | لقد تركناها مشحونة بالكامل في حالة نقل لم يكن مئة في المئة |
Ama aslında hepimiz birden bırakmıştık. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة، جميعنا تقريباً تركناه في نفس الوقت |
Ben ve diğer adam hakkında düşünmeyi bırakamadığı için neredeyse seks yapmayı bırakmıştık. | Open Subtitles | عن التفكير حول وجودي مع رجل أخر ونحنُ تقريباً توقفنا عن ممارسة الجنس |
Savunma İstihbaratı Teşkilatı'ndan Robert Koepp gelene kadar standart test prosedürlerimizi uygulamayı bırakmıştık. | Open Subtitles | وفي نفس وقت وصول رجل الأستخبارات روبرت كيف كنا قد تخلينا عن إجراء الإختبارات التقليدية |
En son karşılaşmamızda, her şeyi olası en iyi şekilde bırakmıştık. | Open Subtitles | أنه في المرة الأخيرة التي رأينا فيها بعضنا تركنا الأمور في أفضل حال ممكن |
Maden kuyusunun orada su bırakmıştık! | Open Subtitles | لقد تركنا الماء خلفنا في عمود المنجم |
Üç veya dört gün sonra evlenmek için, yüzüklerimizi nişanlımın evinde bırakmıştık, sarsıntılar devam etmezse evimize taşınacaktık. | Open Subtitles | في الواقع لقد تركنا خاتم الزواج في بيت خطيبتي وأردنا أن ننتظر ثلاثة أو أربع أيام قبل أن نتزوج على الأقل حتى تتوقف الإهتزازات. |
Geçen sefer olanları çözümsüz bırakmıştık. | Open Subtitles | لقد تركنا الامور بدون حل المرة الماضية |
Garaj kapısını açık bırakmıştık, ve baban onun üzerinden geçti. | Open Subtitles | تركنا باب الجراج مفتوح و والدك داس عليه |
Alex'le birlikte Danforth'un evine sızdığımızda, orada bazı gözetleme ekipmanları bırakmıştık. | Open Subtitles | حين اقتحمت أنا و(أليكس) شقة (دانفورث) تركنا بعض معدات المراقبة هناك |
Fotoğraf makinemi... Buraya bırakmıştık, şimdi yok. | Open Subtitles | ، آلة تصويري تركناها هنا ولا أجدها |
En son buraya bırakmıştık dün gece yani. | Open Subtitles | ذلك حيثُ تركناها الليلة الماضية - حسن إنها ليست هناك - |
- Buraya bırakmıştık. Kim aldı ki? | Open Subtitles | -لقد تركناها هنا، من سيأخذها؟ |
- En son orada mı bırakmıştık? | Open Subtitles | -هل فعلاً تركناها هناك ؟ |
Kimle uğraştığını bilsin diye bir telefon bırakmıştık. | Open Subtitles | تركناه الهاتف، لذلك فهو كنت أعرف الذي تم الشد معه. |
Hayır, bizi öldürmeye çalıştı. Ama onu sağ bırakmıştık. | Open Subtitles | لا، لقد حاول قتلنا، لقد تركناه حيّاً |
Çocuklar benim taşınamayacak kadar şişman olduğumu söylediklerinde bırakmıştık. | Open Subtitles | لقد توقفنا عن هذا منذ أن اشتكي الأطفال من زيادة وزني |
Çirkin bir kızımız olduğu için her şeyi bırakmıştık. | Open Subtitles | انه صحيح جيسكا لقد تخلينا عن كل شيء |