Bunu parçalanmaktan kurtardım. Ve müzeye bağışladım. | Open Subtitles | لقد أنقذت هذا من دمار مؤكد و تبرعت به للمتحف |
Arsayı doğal hayatın korunması için bağışladım. | Open Subtitles | لقد تبرعت بالأرض كملاذ للحياة البرية الفقيرة |
Hoşunuza gidecek. Televizyondaki rahibe 200 Dolar bağışladım. | Open Subtitles | لقد تبرعت بمائتى دولار لبرنامج تليفزيونى |
Hayatını bağışladım, sense beni bir hayvanmışım gibi ormanda mı vuracaksın? | Open Subtitles | لقد عفوت عنك، وأنت تقتلني في الغابة كالحيوان؟ |
Her neyse, geliri itfaiyeye kalacağı için, ben de sağlam kasamı bağışladım. | Open Subtitles | وبما أنّ ريع المال يعود لرجال الإطفاء تبرّعت بجسمي الصلب |
Aslında, fotoğrafı ben çekmiştim bu yüzden ödülümü yetimhaneye bağışladım. | Open Subtitles | أنا التي التقطت الصورة لذلك تبرعت بجائزتي لملجأ الأيتام |
Ülke çapında bir sürü okula binlerce bilgisayar bağışladım | Open Subtitles | تبرعت يآلاف الحاسبات إلى المدارس خارج البلاد |
Philadelphia'daki Franklin Enstitüsüne bağışladım. | Open Subtitles | تبرعت بهم إلى معهد فرانكلين في فلاديلفيا |
Dinle, bilmeni isterim ki tüm organlarımı bağış sistemine bağışladım bir tanesi hariç, onu sana ayırdım. | Open Subtitles | اسمعي، أريد منك أن تعرفي أني تبرعت للعلم الطبي بأعضائي بإستثناء عضو واحد، وهو لك |
Tedavi edildiğim hastaneye yeni bir ek bina bağışladım. | Open Subtitles | لقد تبرعت لانشاء جناح جديد في المستشفى التي عولجت فيها |
Dün, tüm eşyalarını bağışladım derken yalan söylüyordum. | Open Subtitles | كذبت عليك ذلك اليوم عندما أخبرتك أنني تبرعت بأغراضك. |
Posterleri asmayı unutmuşum o yüzden kimse gelmedi ama endişelenmeyin çünkü kendim bizzat 5 paket bağışladım. | Open Subtitles | لذلك نسيت أن أضع الملصقات ولم يأتي أحد لكن لا تقلق , لأنني تبرعت بخمس أكياس كلها من دمي |
Hayatlarını bağışladım, çünkü anlayacaklarına inanıyorum. | Open Subtitles | عفوت عن حياتهم لأني أعتقد أنهم سيرونه |
Başka bir dünyada canını bağışladım, o da gelip Central City'yi işgal etti. | Open Subtitles | عفوت عن حياته على أرض أخرى ليتمكن من غزو مدينة "سينترال" |
Hayır, o kadar parayı davalarıyla dalga geçebilmek için bağışladım. | Open Subtitles | لا، تبرّعت بكل هذا المال فقط لكي أستطيع ان أستهزئ على هدفهم |
Yerine otur. - Hayatını bağışladım. | Open Subtitles | لقد صفحت عنك إجلس مكانك |
Tatlım, seni bağışladım bile. | Open Subtitles | عزيزتى، لقد سامحتكِ بالفعل |
Bağışlanmak istedi ve ben de bağışladım ama işin aslı yapmış olduğu her şeyi ve uzun zaman önce yapabileceği her şeyi o gün bağışlamıştım. | Open Subtitles | طلبت مني المغفره وقد منحتها اياها ولكن الحقيقه هي أني قد سامحتها على كل شيء وعلى كل شيء فعلته قبل ذلك اليوم |
Düşes olarak, sergiye kendi eserlerimi bağışladım. | Open Subtitles | بصفتي الدوقة ، تبرّعتُ لأجل الفن بهذا المعرض |
Bir hücrede ebediyen çürüyebilesin diye canını bağışladım. | Open Subtitles | أنا يدخر لك حتى تتمكن من تعفن في خلية إلى الأبد. |
Yardım kuruluşlarına bir milyar dolar bağışladım. | Open Subtitles | لقد وهبت مليار دولار للأعمال الخيرية |