| Mayo Clinic'te, araştırmalarımızı destekleyen hibeler ve cömert bağışlar sayesinde hastalar için gerçekten fark yaratacak ekipmanlarımız var. | TED | و هنا في عيادة مايو نحن لدينا الأدوات التي تمكننا من إحداث فرق للمرضى بفضل التبرعات الكبيرة والمنح لتمويل أبحاثنا |
| Bilirsiniz, vakit nakittir derler ve ben çok büyük bağışlar yaparım. | Open Subtitles | وأنت تعلم هم يقولون ان الوقت هو المال ولقد عرفت بعمل بعض التبرعات الكبيرة جدا |
| Bunlar yardım derneklerini paravan olarak kullanarak radikal gruplara yapılan bağışlar. | Open Subtitles | كل هذه تبرعات لجمعيات خيرية مفترضة والتى هى واجهات لجماعات إرهابية |
| Ama problem ise, teknisyenler ve yedek parça olmadan bu tip bağışlar çok çabuk bir şekilde hurdaya çıkmaktadır. | TED | المشكلة هي، بدون تقنيين، بدون قطع غيار ، تبرعات كهذه تتحول إلى خردة. |
| Başkalarının karılarıyla yatmamı bağışlar mi? Peki ya kızlarıyla da yatmış olmamı? | Open Subtitles | هل سيغفر لي أنني ضاجعتت زوجات و بنات رجال آخرين |
| Bir anneoğlunu hep bağışlar benım oglum benım bebeğimdirr! | Open Subtitles | الأم تغفر لأعداءها أيضاً لكنك ابني يا عزيزي |
| Clark, ne zaman yozlaşmış bazı iş adamlarına saldırsa, ertesi gün bazı hayır kurumlarına isimsiz bağışlar yapıldığı görülüyor. | Open Subtitles | كلارك, كل مرة كان يضرب بعض التجار الفسادين و تبرع مجهول لاعمال الصدقة يظهر بشكل غامض فى اليوم التالى |
| Öyleyse, yaptığımız çalışma sonucu elde ettiğimiz bağışlar, | Open Subtitles | حسنا التبرعات التي حصلنا عليها للمشروع هي عدة لوحات |
| bağışlar, öyle bir noktaya kadar gerilemiş ki araştırma, pediatri, onkoloji ve MRI'da giderlerin gerisinde kalmışsınız. | Open Subtitles | التبرعات انخفضت و وصلت للنقطة خلف المنحنى بعيداً في أبحاث القلبية و قسم الأطفال |
| Güç sahibi olan gruplardan da cömertçe bağışlar aldı. | Open Subtitles | جميع القوى السياسية الهامة تتلقى منها كمية كبيرة من التبرعات |
| Ama sizin sektörün yazdığı lobicilik çekleri yazılamaz veya sizin sektörün yaptığı siyasal bağışlar yapılamaz. | Open Subtitles | و لكنه ليس بالضرورة يستطيع أن يكتب مثل هذه الشيكات التى تكتبها صناعتك أو أن يتورط فى مستوى التبرعات السياسية |
| Bu sene, doğum sahnesinde toplanacak bütün bağışlar organ tedavisi için kullanılacak. | Open Subtitles | هذه السنة سنستخدم جميع التبرعات التي تم جمعها من مشهد ميلاد المسيح لأصلاح البيانو. |
| Hikaye yayınlandığında, isimsiz bağışlar yağmaya başladı. | TED | عندما تم نشر القصة، تدفقت تبرعات بلا دعوة. |
| Her üçüne de çok büyük miktarlarda bağışlar yapılmış. | Open Subtitles | الاسبوع هذا مذهلة ارباح عن اعلنوا مجهولين من كبيرة تبرعات الى تعزى |
| Goodwill'e oldukça pahalı bağışlar. | Open Subtitles | تبرعات غالية الثمن إلى جمعية النوايا الحسنة. |
| "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız... göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar." | Open Subtitles | "إذا غفرت للرجال ذبوبهم" " أبوك الذي في السماوات سيغفر لك أيضا" |
| Belki kızımda beni bağışlar. | Open Subtitles | وربما بعدها يمكن ان تغفر لي ابنتي |
| Su baskınına yardımcı olabilecek bağışlar kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك الاستفادة من تبرع في اصلاح ضرر الفيضان هذا ؟ |
| Sence Tanrı yaptıklarımız için bizi bağışlar mı? | Open Subtitles | أتظنّ أن الربّ سيسامحنا على ما اقترفناه؟ |
| Sence Helen kim olduğumu bilse dediklerim için beni bağışlar mıydı? | Open Subtitles | أتعتقد بأن (هيلين) عرفت من كنـُـت هل تسامحُني على ما قـُـلت؟ |
| Eğer tacınızı geri getirirsem Bay Yengeç'in hayatını bağışlar mısınız? | Open Subtitles | هل تعفو عن حياة السّيد كرابس اذا استطعت استعادة تاجك الملكى ؟ |
| Daimyojin'imizde, bağışlar iki misli-- | Open Subtitles | في دايميوجين , تبرعاتنا ستكون الضعف |
| Bu bağışlar yalnızca daha az zengin olanların araştırma yapmasını sağlamıyordu, aynı zamanda, önceden belirlenmiş tek bir soruyu çözmeye çalışmaktansa, çizgilerin dışına çıkarak düşünmeye teşvik ediyordu. | TED | لم تكن هذه المنح تتيح للرجال الأقل ثراء فقط إجراء البحوت، ولكنها شجعت أيضا على التفكير الإبداعي، بدلا من محاولة حل سؤال واحد محدد مسبقا. |
| Doğru zamanda yapılan bağışlar için teşekkür ederim. | Open Subtitles | و بفضل التبرع الذى قمت به فقد وافقت المدرسة العليا متكرمة |
| Ayrıca bu bağışlar da küçük değil. | Open Subtitles | وليست مساهمات بسيطة |
| Kar amacı gütmeyen siyasi bir derneğe isimsiz bağışlar. | Open Subtitles | مساهمة مجهولة لمنظمة غير ربحية ذات اهتمامات سياسية |
| Paylaştığımız insanlığın değerinin artmasını sağlayacak bağışlar yapma imkânları oluşturmalıyız. | TED | علينا خلق فرص للعطاء تمكننا من تقدير إنسانيتنا المشتركة |
| Çok ama çok özür dilerim. Lütfen beni bağışlar mısınız, | Open Subtitles | أنا آسف جداً هلا سامحتني |