Bilmek istediğim tek şey, neler olduğu? Neden bağırıyorlardı? Babamın yanındaki kadın kimdi? | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما الذى يجرى هنا و لماذا يصرخون ؟ |
Yüz bin taraftar, ciğerlerini_BAR_yırtarcasına bağırıyorlardı. | Open Subtitles | مائة الف مشجع يصرخون و هم على اطراف اصابعهم |
Hatta ilk gün, birbirlerine bağırıyorlardı. | TED | في اليوم الأول، كانوا جميعهم يصيحون في بعضهم البعض. |
Ben tek kelime etmeden önce birbirlerine bağırıyorlardı! | Open Subtitles | ماذا تقول . لقد كانوا يصيحون فى وجه بعضهم قبل أن أتفوه بكلمة |
Havaalanına doğru giderken neşe içinde bağırıyorlardı. | Open Subtitles | صرخوا بفرح في طريقهم لأرض المطار |
Birbirlerine bağırıyorlardı. Bağırıp çağırıyorlardı. | Open Subtitles | كلاهما كانا يصرخان في وجه الآخر. |
Sarhoşlardı. KıIıçlarını sallayıp, bağırıyorlardı. | Open Subtitles | ولقد كانوا ثمالى ويأرجحون سيوفهم ويصرخون |
Birbirlerine bağırıyorlardı. | Open Subtitles | هي يمكن أن تحول إنهم يصرخون على بعضهم البعض |
Küçük kızlar gibi bağırıyorlardı. | Open Subtitles | لقد كان جميعهم يصرخون مثل مجموعة من البنات الصغيرات. |
Dayıya bağırıyorlardı ki sanırım epeyce küfür dolaşıyordu ortada. | TED | كانوا يصرخون في وجهه، كانوا -- ازداد الأمر سوءا. |
"Ve kafalarına toz atıyorlar, bağırıyorlardı | Open Subtitles | "ونثروا التراب على رؤوسهم، وكانوا يصرخون" |
Dadımız köpeği kovalıyordu, bütün çocuklar avaz avaz bağırıyorlardı. | Open Subtitles | جدتي تطارد الكلب و كل الأطفال يصرخون |
bağırıyorlardı... | Open Subtitles | كانوا يصرخون و يرددون بـ عبارات |
Fahişesin, bizi utandırıyorsun senden nefret ediyoruz diye bağırıyorlardı. | Open Subtitles | و هم يصيحون أيتها الساقطة و أنهم في غاية الحرج وأنهم يكرهوني و كل ذلك |
Fahişesin bizi utandırıyorsun, senden nefret ediyoruz diye bağırıyorlardı. | Open Subtitles | و هم يصيحون أيتها الساقطة و أنهم في غاية الحرج وأنهم يكرهوني و كل ذلك |
Ve tüm insanlar ona bağırıyorlardı; bir karmaşa. | Open Subtitles | والناس كلهم يصيحون عليه كان الأمر فوضويا. |
Ama bağırıyorlardı. | Open Subtitles | لكنهم صرخوا. |
bağırıyorlardı. | Open Subtitles | صرخوا كتير |
Birbirlerine bağırıyorlardı. | Open Subtitles | وكانا يصرخان بوجه بعضهما |
Birbirlerine bağırıyorlardı. Bill, Adam'a cehenneme gideceğini söylüyordu. | Open Subtitles | (يصرخان على بعض و(بيل) يقول لـ(آدم أنه سيذهب للجحيم |
Herkes bana baktı. "Sen doktorsun, ona yardım et!" diye bağırıyorlardı. | Open Subtitles | جميعهم نظروا إلي ويصرخون " أنتِ الطبيبة , ساعديه " |