| Ben de böyle düşündüm ve bağırsaklarındaki şeyleri inceledim. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدتُه، لذا فحصتُ محتويات أمعائه. |
| Beyler, karşınızda bağırsaklarındaki sızıntı nedeniyle septisemiye girmiş bir hasta oturuyor. | Open Subtitles | سادتي الذي أمامكم هو مريض مصاب بتسمم الدم من أمعائه |
| - bağırsaklarındaki arteri açmazsak- | Open Subtitles | وإن لم نفتح جريانَ الشريانَ إلى أمعائه... |
| bağırsaklarındaki zehir kanına karışıyor. | Open Subtitles | إنّ أمعائه تسرّب السموم إلى دمه |
| Midesinde kaldıysa bağırsaklarındaki yeşilliğin sebebi odur. | Open Subtitles | إذا كان عالقاً في معدته، فذلك سيفسر وجود المادة الخضراء التي وجدها (داكي) في أمعائه. |