Annem başını salladı ve şöyle dedi: "Zavallı John." | Open Subtitles | والدتي هزت رأسها وقالت جون المسكين |
Annem ise başını salladı ve "Katie bu şeyi her kullanışında sana söylemiştim dememeden ne kadar... nefret ettiğini hatırla" dedi. | Open Subtitles | وأمي هزت رأسها فحسب وقالت: "كاتي) ، في كل مرّة تركبين هذا الشيء)" تذكّري فحسب كم كنتِ تكرهين" "سماعي أقول لكِ : "قلت لكِ ذلك" |
Sonra başını salladı | Open Subtitles | ثم هزت رأسها |
"Cesaretin var mı?" ve sonra başını salladı "Kendine gelmen gerek oğlum." der gibi. | Open Subtitles | "هل لديك الشجاعة؟" وانه نوع من ضربة رأس ، مثل ، "حقا حصلت للحصول عليه معا ، وصبي. |
Adamlar haliyle gitmemi istemedi ama dönüp Jimmy'e baktım başını salladı ve gayret etmek istediğimi anladılar. | Open Subtitles | في البداية لم يريدوني ان اذهب لكني نظرت لجيمي أومأت براسي وعرف أني أريد أن أفعلها |
Sonra başını salladı | Open Subtitles | ثم هزت رأسها |
Sonra başını salladı | Open Subtitles | ثم هزت رأسها |
Sonra başını salladı | Open Subtitles | ثم هزت رأسها |
O da başını salladı. | Open Subtitles | وانه من ضربة رأس, |
Kalbini tuttu ve "evet" anlamında başını salladı, cevabının asıl önemini ve yaşamakta olduğu yalanın tabiatının esasını bilmekten çok sezerek. | Open Subtitles | "كتمت ذلك في قلبها ثم أومأت بـ "نعم احساسي كان كفيلا بمعرفة الاجابة الصحيحة منها كما عرفت مبدأ |