| Başarının, biraz veya birçok başarısızlıktan geçtiğini öğrendik. | TED | علمنا أنه لا يمكن أن يكون النجاح دون القليل، أو الكثير من الفشل. |
| Bu "başarısızlıktan korkma" diye[br]adlandırılan klasik bir durumdur | Open Subtitles | أعتقد أن ما لدينا هنا هو حالة معتادة للخوف من الفشل |
| Suçlanacak kimse olmayınca başarısızlıktan nefret ediyorum. | Open Subtitles | انا اكره الفشل عندما لا يوجد احد لالقاء اللوم عليه |
| Bu ameliyatın başarısızlıktan başka bir şey olabileceğini ne söyledin ne öyle davrandın, ne de cesaret verdin. | Open Subtitles | لم تشجّعيني، ولم تقومي بأيّ خطوةٍ تشعرني بأنّ مصير هذه الجراحة شيءٌ آخر سوى الفشل |
| Kendine zarar vermeye olan bu eğilimin marazi olarak büyüleyici olsa da neden sürekli kendini başarısızlıktan başarısızlığa sürüklüyorsun? | Open Subtitles | نزعتك للتدمير الذاتي مذهلة، لكن لمَ تقحم نفسك في الفشل مراراً وتكراراً؟ |
| başarısızlıktan, başarıdan babamın onaylamamasından leopar desenli iç çamaşırı giyen kadınlardan hortuma kapılan köpek balıklarından, fazla traş olmaktan. | Open Subtitles | الفشل, النجاح رفض أبي لي ومِن النساء اللاتي يرتدنَ ملابس داخلية مصنوعة مِن جلد الفهد |
| Birileri ona bokun sıra dışı olduğunu söylemeliydi ama başarısızlıktan o kadar korkuyor ki giderek çaresizleşiyor. | Open Subtitles | على أحد أن يخبره أن هذه الأشياء سيئة لكنه خائف جداً من الفشل يا رجل إنه يصبح أكثر يأساً |
| Sınırlarını bilmesi, fakat başarısızlıktan korkmaması. | Open Subtitles | الشخص الذي يعرف حدوده ولكنه لا يخشى الفشل |
| Bazen, başarısızlıktan ziyade başarıyla daha zor baş ettiğini düşünüyorum | Open Subtitles | أحياناً اشعر أن معاناتها مع النجاح أكثر من الفشل |
| Belki de sadece başarısızlıktan korkudur. | TED | أو ربما هو مجرد الخوف من الفشل. |
| Hayatta başarısız olmakla ilgili düşündüğümüzde, başarısızlığı düşündüğümüzde, başarısızlıktan korkmamızın nedenlerinden biri gelirimizi kaybetmek, statümüzü kaybetmek değildir. | TED | عندما نفكر بالفشل بالحياة ، عندما نفكر بالفشل، احد اسباب خوفنا من الفشل هو ليس فقط خسارة في الارباح او خسارة في المرتبة. |
| Ve biz oyun dünyasında olduğumuz zaman İnanıyorum ki; çoğumuz kendimizin en iyi sürümü oluyoruz, yardıma en hazır olduğumuz anı yaşıyoruz, çoğu zaman sürebildiği kadar bir sorunla uğraşır oluyoruz, başarısızlıktan sonra kalkıp ve tekrar deniyoruz. | TED | ونحن في عوالم الألعاب أؤمن بأن العديد منا يصبح النسخة الأفضل من أنفسنا، مستعدون للمساعدة في لحظة، والإلتزام المتواصل على حل مشكلة مهما إحتاج الأمر، للنهوض بعد الفشل والمحاولة من جديد. |
| Burada asil bir başarısızlıktan daha çok sevdiğimiz hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | فليس هناك شئ نحبه أكثر من الفشل بشرف |
| başarısızlıktan nefret ederim! | Open Subtitles | لا يوجد شيء أكرهه أكثر من الفشل |
| Neden halen başarısızlıktan korkuyorsun? Sorun benim madalyam, değil mi? | Open Subtitles | لم أنت مازلت خائفاً من الفشل ؟ |
| Bu da ne demek şimdi, "başarısızlıktan kurtulma planı"? | Open Subtitles | ماذا يعني خطة آمنة من الفشل بحق الجحيم؟ |
| - Peki baba. - David, başarısızlıktan korkamazsın. | Open Subtitles | انت لا تستطيع ان تخاف من الفشل |
| Ben hiçbir şeyden başarısızlıktan daha çok korkmadım. | Open Subtitles | طالما كنت خائفاً من الفشل من أى شيئ آخر |
| Bay Duffy iş girişimimizdeki başarısızlıktan dolayı özür dilerim. | Open Subtitles | " والسيد " دافي أعتذر عن الفشل في مسعى العمل |
| başarısızlıktan ötürü endişelenmek için gençsin daha. | Open Subtitles | أنتَ يافع جداً على أن تقلق بشأن الفشل. |