Şimdi daha zor, ama Başka seçeneğim yok. Onları durdurmalıyım. | Open Subtitles | سأصبح اقوى الآن لكن ليس لدي خيار يجب ان اوقفهم |
- Başka seçeneğim yok. - Bu konuda dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | ليس لدي خيار آخر ـ لكن كن حذرا بهذا الشأن |
Adım adım başa dönüp, o yeri bulmalıyım. Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | عليّ أن أعيد تتبّع تلك الخطوات لأجد ذلك الموقع ليس لديّ خيار |
Başka seçeneğim yok. Bu durumda sen benim tek çaremsin. | Open Subtitles | ليس لدى خيار, انا فى مأزق وانت خيارى الوحيد |
Ama Başka seçeneğim yok ve bu kez riske girmeyeceğim... çünkü bu sefer olmaz. | Open Subtitles | ليس لدي خيار ، لن اخاطر هذه المرة لأن لا يمكنني المخاطرة |
Siz, buradaki güç dengesini değiştirdiniz. Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | يجب ان تقومي باعدال ميزان القوة هنا , ليس لدي خيار |
Sen olmanı istemezdim, ama karnım çok aç, Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لم يكن من اللازم أن تكوني أنتي و ليس لدي خيار آخر |
Bununla birlikte, şimdi bir öğretmen karıştığına göre bunun çaresine bakmaktan Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لكن الآن هناك مدرس تورط بالموضوع ليس لدي خيار آخر إلا بالتعامل مع الأمر |
O zamana kadar bu laboratuarı kapatmaktan ve ödeme olmadan ikinizi askıya almaktan Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين، ليس لدي خيار سوى اغلاق هذا المختبر وتوقيفكما من العمل من دون اجر |
Seninde söylediğin gibi. Başka seçeneğim yok, Warwick. | Open Subtitles | لكنك كنت مولعاً جداً في تذكيري ليس لدي خيار وارويك |
Başkan Hanım, üzgünüm ama görevimden istifa etmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، أخشى من أنه ليس لديّ خيار سوى الاستقالة من منصب رئيس مستشارينك |
Anlayabilirsin sanırım, Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | أعتقد أنّ بإمكانك أن تفهم، ليس لديّ خيار حقاً. |
Büyük ihtimalle, ama Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | . من المرجح جداً , لكنني ليس لدى خيار أخر |
Ciğerlerin etrafında sıvı toplanması demektir ve oldukça tehlikelidir ve sırtına iğneyi batırıp sıvıyı çekmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | إنه تراكم السوائل حول الرئة، و هذا خطير و ليس لدي أي خيار إلا أن أطعنك في ظهرك بهذا المحقن و سحب كل السائل منك |
Elimden gelen en iyi şekilde yardımcı olmaktan Başka seçeneğim yok! | Open Subtitles | حسنٌ، لا خيار أمامي سوى أن أبذل وسعي لمساعدته |
Başka seçeneğim yok. Üzgünüm ama ilişiğini kesmek zorundayım. | Open Subtitles | لا خيار لدي سوى طردك، ولكن قبل مغادرتك |
Haksız hükümden doğan zarara sebep olmamak için bu davayı düşürmekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | ولذلك لا خيار لي سوى صرف القضية بلا تحيز |
Üzgünüm Randy. Bak, Başka seçeneğim yok. Listeye sadık kalmalıyım. | Open Subtitles | آسف راندي، لا أملك خياراً عليّ الالتزام بالقائمة، تحلّ بالايمان |
Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | ليس لدي الخيار. |
Madam, sizi zinadan dolayı suçlu bulmaktan Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | سيدتي , ليس أمامي خيار سوى توجيه تهمة الزنى لكِ |
Başka seçeneğim yok. Ya onu kabul edeceğim yada seni bir daha göremeyeceğim. | Open Subtitles | لم يكن لدي خيار ، إما أن أرحب به أو أجازف بفقدها ثانية |
Bu durumda onları karşılamaktan Başka seçeneğim yok, | Open Subtitles | فى هذة الحالة انا لا املك خيار ولن اقابلهم, |
Ama Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لكن لا خيار لديّ |
Ama resmî sıfatım gereği suçlamasını dinlemekten Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لكنه واجبى المهنى ليس هناك بديل غير متابعة إتهامه |
Karate saldırı için kullanılmamalı, ama Başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | الكارتيه ليس للأستخدام العدواني ولكني ليس أمامي خيار آخر |