"başlamak için" - Traduction Turc en Arabe

    • للبدء
        
    • لبدء
        
    • لتبدأ
        
    • لأبدأ
        
    • لبداية
        
    • للبداية
        
    • للبَدْء
        
    • أن تبدأ
        
    • لبدأ
        
    • للبدأ
        
    • لكي نبدأ
        
    • لتبدأي
        
    • ليبدأ
        
    • ليبدأو
        
    • حتى نبدأ
        
    Şimdi, buranın gerçekten başlamak için iyi bir yer olduğuna inanıyorum. Open Subtitles و الآن أعتقد حقاً بأن هذا المكان جيد للبدء في البحث
    Davasını çözmek de buna başlamak için iyi bir yol. Open Subtitles بالرغم من أني أظن حل قضيتها سيكون طريقة رائعة للبدء
    NCIS'in sorgu odasına getirilmek evliliğe başlamak için iyi bir yol değil. Open Subtitles أن أحضر إلى مركز التحقيقات لأجل الإستجواب ليست أفضل طريقة لبدء زيجة
    Bahriyeli olmak hoşuna gidiyordu ama hayatının yeni kısmına başlamak için can atıyordu. Open Subtitles أحب كونه جنديا في البحرية لكنه كان يتوق لبدء فصل جديد من حياته
    Gerçek sizin hayal ettiğiniz ve mecazi olarak kendi dünyanızda bir romanı yazmaya başlamak için duyacağınız istekliliktir. TED الحقيقة هي خيالك والاستعداد، مجازا، للعيش في عالمك الخاص هي كل ما تحتاجه لتبدأ في كتابة رواية.
    Öyle! başlamak için yarını bile bekleyemedin. Open Subtitles هذا صحيح ، لا يسعنى الإنتظار حتى الغد لأبدأ
    Özellikle bugünün buna başlamak için iyi bir gün olacağını düşündüm. Open Subtitles حسناً أتعلم فكرت اليوم من كل الأيام سيكون يوماً جيداً للبدء
    Bana inanman gerektiğini, ama baştan başlamak için artık çok geç olduğunu? Open Subtitles وكم كان ينبغي أن تُؤمن بي، ولم ينتهي الوقت للبدء من جديد؟
    Dünyayı farklı bir biçimde görmeye başlarsak, dünyayı değiştirmeye başlamak için iyi bir yol olur. TED وإن بدأنا برؤية العالم على نحوٍ مختلف، ربما يكون ذلك سبيلًا جيدًا للبدء في تغيير العالم.
    Kendi sorunlarımıza çözüm bulmaya başlamak için güçlü ve zengin bir bilgi düzeyine sahibiz. TED فلدينا قاعدة قويّة وغنيّة من المعرفة والتي بواسطتها نتطلع للبدء بإيجاد حلولٍ لمشاكلنا الخاصّة.
    Bu iş ile ilgili çalışmaya başlamak için sabırsızlanıyordum çünkü robotumu Kevin ile tanıştırabilecektim. TED لذا لم أستطع الانتظار للبدء بالعمل على هذا كي أقوم بتعريف كيفن للروبوت.
    Ama hayata yeniden başlamak için kendine bir şans vermelisin. Open Subtitles ولكن عليك أن تعطي لنفسك فرصة لبدء العيش مرة اخرى.
    Yine de hâlâ hatırlıyorum. Ailemin evinden ayrılıp Microsoft'taki yeni işime başlamak için ülkenin diğer ucuna taşındığım zamanı. TED انا لا زلت اتذكر , رغم انه , عندما تركت بيت ابوي للذهاب عبر المدينه لبدء عملي في Microsoft.
    Ve bu yüzden, hayatımın en zahmetli zamanlarından biriydi ve yine de, o dönem bana dinlemeye başlamak için gerekli olan tevazuyu vermeye başladı. TED ولذا، لقد كان وقتاً مؤلماً بصورة لا تصدق في حياتي، ولكن علمني حقاً التواضع لبدء الاستماع.
    böyle küçük anlar yoksa, işte size başlamak için bir kaç şey. TED وأنت في طريقك إلى المنزل عائداً من هذه المناسبة، هاك بعض الأشياء لتبدأ بها.
    Bir cadı 13 yaşına geldiğinde, eğitimine başlamak için 1 yılığına evden ayrılır. Open Subtitles عندما تصل الساحرة الى عمر الثالثة عشر تقوم بمغادرة بيتها لمدة سنة لتبدأ بتدريبها
    Buraya yeniden başlamak için geldim. Open Subtitles جئت إلى هنا لأبدأ من جديد وكونت أسرة جديدة وأنجبت ولداً
    Çalışmaya başlamak için sabırsızlanıyorum, ve sana verilecek de bir işim var. Open Subtitles لايمكنني ألإنتظار لبداية ألعمل وعندي وظيفة لك
    Yani eğer dünyayı anlamakla ilgileniyorsanız insanların kendilerini nasıl eğlendirdiklerini gözlemlemek başlamak için iyi bir yol. TED وهكذا، إذا كان لديك أي إهتمام لفهم العالم، فالبحث عن كيفية ترفيه الناس عن أنفسهم هي في الواقع طريقة جيدة جداً للبداية.
    Çok özür dilerim Profesör. Ben de başlamak için hazırlanıyordum. Open Subtitles أَنا آسفُ جداً، أستاذ , أنا كُنْتُ فقط أَستعدُّ للبَدْء.
    başlamak için iki ana yol var. TED هناك طريقتان أساسيتان يمكنك أن تبدأ بهما.
    Hiç intihar girişimleri hakkında konuşabileceklerini düşünmüyorlardı ama onların konuşması için bir beklentinin olmadığı HALT etkinlikleri onları konuşmaya başlamak için rahat hissettirdi. TED لم يشعروا أنه يمكنهم التحدث عن محاولة انتحارهم، ولكن أحداث هالت، مع أنه لم يُتوقع منهم أن يتحدثوا، جعلتهم يشعرون بالارتياح لبدأ الحديث.
    Bu çekirdek şekil ile başlamak için özel bir neden yok, istediğimiz bir çekirdek şekil ile başlayabiliriz. TED و ليس هنالك من سبب معين للبدأ بهذا الشكل الأساسي, بامكاننا البدأ بأي شكل أساسي نريد.
    Bence başlamak için bundan iyi bir zaman olamaz. Gel. Open Subtitles لا أستطيع في التفكير بوقت آخر غير هذا لكي نبدأ
    Korku sanata başlamak için çok uygundur. Open Subtitles أجل, حسناً, إن الخوف مكانٌ رائع للغاية لتبدأي به الفن.
    Fakat bir başka biri, belki de kardeşi, özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir. Bunun hayatına yeniden başlamak için büyük bir şans olduğuna karar verebilir. TED لكن شخصا آخر، ربما يكون أخاه، قد يشعر أنه تحرر، ويقرر أن هذه فرصة عظيمة ليبدأ الحياة من جديد.
    İnşaata başlamak için çoktan plan hazırlamaya başladılar. Open Subtitles و لقد بدأوا بالإزالة فعلاً ليبدأو بالبناء
    Bir sonrakinin çalışmalarına başlamak için bebeğimizin doğmasını dört gözle bekliyorum. Open Subtitles لا أطيق صبراً لأن أشهد ولادة هذا الطفل حتى نبدأ بالعمل على إنجاب طفل ٍ آخر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus