Bu öğrenildiğinde maskesi düşmeye başlayacaktı. | Open Subtitles | وإذا أكتشف أى شخص هذا ما تحتمى به الآن سيبدأ فى الانهيار |
Dünyadaki her görevlinin masasına alarm kurmak hayalimizdi. Böylece biri internette yeni bir kurban paylaşmaya yeltendiğinde birileri paylaşanı anında aramaya başlayacaktı. | TED | كان حلمنا جرس إنذار على مكاتب الضباط في جميع أنحاء العالم بحيث إن تجرأ شخص آخر على وضع ضحية جديدة على الإنترنت، سيبدأ شخص ما بالبحث عنها على الفور. |
Jordan, sizi geri gelmeye ikna eder etmez, bu testlere başlayacaktı. | Open Subtitles | جوردان " كان سيبدأ هذه الاختبارات عندما عدتِ الى هنا |
Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة |
Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لقد خدعتَ (لويس) كي يعمل مع (روس) حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة |
Eğer duygulanırsa, başkalarının hayatına burnunu sokmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لو انه شد على يديها فستدعه كفاعل خير |
Ama bir bulaşıkçı işe başlayacaktı. Bununla ilgili bilgin var mı? | Open Subtitles | هناك غاسل صحون تم طلبه هل تعرف أيّ شيء بهذا الشأن ؟ |
Gelecek ay oranın tadilatına başlayacaktı. | Open Subtitles | كان سيبدأ بإصلاحه الشهر المقبل. |
Çok geçmeden bize görüntüler yollamaya başlayacaktı. | Open Subtitles | قريبا سيبدأ بأرسال الصور إلينا |
Er ya da geç bir şeyleri ekmeye başlayacaktı. | Open Subtitles | سيبدأ تخطي بعض الاشياء عاجلا ام اجلا |
Hayran etkinliği yeterince kötüydü zaten üstüne bir de dizinin haklarını satacaktı ve her şey yeniden mi başlayacaktı? | Open Subtitles | كانت تجربة المُعجبين سيّئة بما يكفي، لكنّها كانت ستبيع الحقوق، وكان سيبدأ من جديد... |
Ve sonra yeni nesil başlayacaktı. | Open Subtitles | وبعدها عصر جيد سيبدأ |
- Bu ne zaman başlayacaktı? | Open Subtitles | ومتى سيبدأ هذا؟ |
Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لقد خدعتَ (لويس) كي يعمل مع (روس) حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة |
Eğer duygulanırsa, başkalarının hayatına burnunu sokmaya başlayacaktı. | Open Subtitles | لو انه شد على يديها فستدعه كفاعل خير |
Ama bir bulaşıkçı işe başlayacaktı. Bununla ilgili bilgin var mı? | Open Subtitles | هناك غاسل صحون تم طلبه هل تعرف أيّ شيء بهذا الشأن ؟ |