Ve endüstri vasıtasıyla yayılmaya başlayan bu yenilik dalgası da farklı değil. | TED | والموجة الجديدة من الابتكار التي بدأت تجتاح الصناعة لا تختلف. |
Çünkü planlama açısından ekonomik bozulma çevresel bozulmaya sebebiyet veriyor, bu da toplumsal bozulmaya neden oluyor. 1960'lı yıllarda başlayan bu yatırım azalması | TED | لأنه من وجهة نظر تخطيطية، فإن التدهور الاقتصادي يولد التدهور البيئي، والذي بدوره يولد التدهور الاجتماعي فتصفية الاستثمارات التي بدأت في عام 1960 |
Ve yeni başlayan, bu durumun etkisini gösteren birkaç çalışma var. | TED | هناك بعض الدراسات التي بدأت في استعراض آثار ذلك. |
30 yıl önce o boş defterde başlayan bu devrim hayatımın işini şekillendirdi. | TED | تلك الثورة التي بدأت في هذا الدفتر الفارغ منذ 30 عاماً هي ما شكّل حياتي العملية. |
Bu ve bunun sonunda kendimiz hakkında edineceğimiz perspektif, yarım yüzyıl önce başlayan bu keşfin sonunda kazanacağımız en güzel ödül olacaktır. | TED | وهذا, مع نظرتنا إلى أنفسنا التي إكتسبناها منه عله يكون في آخر الأمر أغلى هدية حصلنا عليها من هذه الرحلة الإستكشافية التي بدأت منذ نصف قرن. |
Kafkasya'da başlayan bu kriz şimdi de Uzak Doğu'ya sıçradı, ...ve Küba krizinden bu yana yaşanan en kötü kriz olmaya dönüyor gibi. | Open Subtitles | و الأزمة التي بدأت في القوقاز ...قد أمتدت إلى منطقة الشرق و يبدو أنها ستكون أسوأ أزمة منذ أزمة الصواريخ الكوبيه |
On yıl önce başlayan bu hareketin kökeninden ve hatta sadece bir yıl önce başlayan etiketle niyetlenen amaçtan öylesine uzaklaştık ki bazen insanların konuştuğunu duyduğum Me Too hareketi bana çok yabancı geliyor. | TED | لقد ابتعدنا كثيرًا عن أصول هذه الحملة التي بدأت قبل 10 سنين مضت، وكذلك عن نوايا الوسم الذي نشرناه قبل سنة، لدرجة أنّ حملة "أنا أيضًا" التي يتحدث بعض الناس عنها اليوم تبدو لي غير قابلة للتعرف عليها. |