"babasıyla birlikte" - Traduction Turc en Arabe

    • مع والدها
        
    • مع والده
        
    • مع أبيها
        
    • مع أبيه
        
    • برفقة والدها
        
    • فعلناها أنا ووالده
        
    Annesi öldükten sonra babasıyla birlikte o da gitti. Open Subtitles لذا، بعدما ماتت والدتها، غادرت مع والدها.
    Muayene olmak için gittiğini iddia etti ve kızını babasıyla birlikte bırakmak zorunda olduğunu söyledi. Open Subtitles و كان يجب أن تترك إبنتها خلفها مع والدها
    Bir viking, babasıyla birlikte sürgünde yaşamaya zorlanmış biri. Open Subtitles ولكنه فايكنج الذى عاش حياة منعزله فى المنفى مع والده
    babasıyla birlikte yaşıyor ve ölmüş annesine aşırı bağlı ve... Open Subtitles إنه يعيش مع والده ... كما أنه مهووس بوالدته المتوفية
    babasıyla birlikte yaşıyor ve güreş kulübüyle ilgileniyor. Open Subtitles تعيش مع أبيها وتقوم بإدارة نادي الملاكمة
    Astronot Brian Anderson, babasıyla birlikte uzayda uçuyor. Open Subtitles "رائد الفضاء "برايان أندرسون يسافر بالفضاء مع أبيه
    Bir zamanlar Hushpuppy adında birinin olduğunu ve babasıyla birlikte Küvet'te yaşadığını bilecekler. Open Subtitles "سيعرفون بأن (هـاش بوبي) كانت موجودة من قبل وعاشت برفقة والدها في (باث تاب)"
    Kız, babasıyla birlikte bakıcıyla kaldı orada. Open Subtitles البنت بقيت مع والدها وجليسة الأطفال هناك
    Annem genç kızken küçük bir çiftlikte babasıyla birlikte yaşıyormuş... Open Subtitles عاشت مع والدها على القليل من المزرعة. أعتقد الحظيرة ل لا يزال قائما.
    babasıyla birlikte yaşıyor ve güreş kulübüyle ilgileniyor. Open Subtitles وهي تعيش مع والدها و تبدوبعدناديالمصارعة.
    babasıyla birlikte olamayacak kadar genç olduğumu düşündü. Open Subtitles فكرت في أني كنت أصغر من أن أكون مع والدها.
    Bu da Neda, sadece birkaç hafta önce babasıyla birlikte katıldığı bir gösteri de vurularak öldürülen İranlı kız, doğal olarak, YouTube neslinin şimdiki odak noktası olmuş durumda. TED هذه ندى، الشابة الإيرانية التي قتلت أثناء المظاهرت مع والدها في إيران قبل أسابيع قليلة فقط، وهي الآن تحت الضوء، وهي على حق، لجيل اليوتيوب.
    Sonra filmin sonunda babasıyla birlikte bir yakalayışı vardı,sanki... sanki hiç bir zaman bunu yapacak kadar genç olmamış gibi... Open Subtitles و فى نهاية الفيلم عندما تورط مع والده مثلما لم يفعل عندما كان صغير
    Buraya, Japonya'da kambiyo profesörü olan babasıyla birlikte geldi. Open Subtitles لقد أتى لهنا مع والده ونقل تعليمه لليابان
    babasıyla birlikte kızın evine devamlı yüzmeye gidiyorlar. Open Subtitles وهو يذهب طوال الوقت مع والده لمنزلها للسِباحة هو يُحبها
    Eğer babasıyla birlikte çalışmıyorsan, o zaman neden hâlâ hayattasın? Open Subtitles إذا كنتِ لا تعملين مع والده فلماذا لا تزالين على قيد الحياة؟
    Bir anda herkes Domitia'nın babasıyla birlikte evden ayrılır. TED فجأةً، كل الرجال يغادرون مع أبيها.
    Herhalde Maria henüz benim mektuplarımla ilgilenemedi. Morgan babasıyla birlikte yemek istiyor. Open Subtitles توم , مورجان تريد أن تأكل مع أبيها
    Ben onun vaftiz babasıydım. Onun babasıyla birlikte büyümüştük. Open Subtitles لقد كنت والدها الروحي نشأت مع أبيها
    Astronot Brian Anderson, babasıyla birlikte, uzayda dolaşıyor. Open Subtitles "رائد الفضاء "برايان أندرسون يحلق بالفضاء مع أبيه
    Ve babasıyla birlikte ağaçların arasında yürüyorlar. Open Subtitles ...وكان يمشيء في الغابة مع أبيه
    Artık babasıyla birlikte. Open Subtitles إنها برفقة والدها الآن
    Bir gün babasıyla birlikte erkekler tuvaletinde... Open Subtitles لقد فعلناها أنا ووالده في غرفة خلع الملابس للرجال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus