Destro'dan bahsettiğimizde Tate garip davranışlarda bulundu. | Open Subtitles | " لقد تأثر " تيت " عندما ذكرنا أسم " ديسترو |
Buradaki herkes işten çıkarmalardan bahsettiğimizde tepki verdi, sen hariç çünkü sen listeyi okudun. | Open Subtitles | الجميع هنا... حين ذكرنا أمر تسريح الموظفين أبدى الجميع ردّة فعل حيال هذا عداكِ -لأنكِ قرأتِ اللائحة |
Mike Peterson'dan bahsettiğimizde yüzündeki bakışı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت النظرة على وجهكِ عندما ذكرنا (مايك بيترسون) |
Çünkü bence, şehirlerden bahsettiğimizde medeniyeti ve kültürü dünyaya getiren politik kurumlardan bahsediyor oluyoruz. | TED | والسبب في نظري هو أننا عندما نتحدث عن المدن فإننا نتحدث عن منظمات سياسية ولدت في ثقافتها وحضارتها. |
"Bu" fizik olduğunda? Fark ettim ki toplumda fizikten ve imajından bahsettiğimizde onunla yapabileceğimiz şeyleri dâhil etmiyoruz. | TED | وأدركت أننا عندما نتحدث عن الفيزياء في المجتمع وصورتها في أذهاننا، نحن لا نضمن الأشياء التي يمكننا فعلها عندما نعرفها. |
Güç geçişinden bahsettiğimizde, genellikle Asya'nın yükselişinden bahsederiz. | TED | عندما نتحدث عن تنقل القوة، غالبا ما نتحدث عن نهوض آسيا. |
Mike Peterson'dan bahsettiğimizde yüzündeki bakışı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت النظرة على وجهكِ عندما ذكرنا (مايك بيترسون) |
İnsanlar biz iklim değişikliğinden bahsettiğimizde anlamakta zorlanıyorlardı. | Open Subtitles | الناس لديهم صعوبة في الفهم عندما نتحدث عن تغير المناخ. |
Düşük kalorili biradan bahsettiğimizde, anında kadınsı bir hâle bürünürüz. | Open Subtitles | عندما نتحدث عن سعرات حرارية أقل، مباشرةً نصبح أنثويين. |
Biliyorsunuz, büyük patlamadan bahsettiğimizde, genellikle aklımızda evrenimizi yaratan ve dışarı doğru büyümesini sağlayan bir çeşit kozmik patlama görüntüsü oluşur. | TED | هل ترى ، عندما نتحدث عن الانفجار الكبير فغالباً يكون لدينا صورة عن نوع من الانفجار الكوني الذي خلق كوننا ووضع الفضاء في حالة خروج متسارع |
İşte, şeffaflıkla ilgili konuştuğumuzda, açıklıktan bahsettiğimizde, neyin iyi olup, neyin kötüye gittiğini aklımıza getirmemiz gerektiğine inanıyorum. | TED | إذا عندما نتحدث عن الشفافية عندما نتحدث عن الانفتاح فإني أعتقد فعليا أن ما يجب أن نأخذه في الحسبان هو أن ما سار على ما يرام هو ذاته ما سار على نحو. |
benim için. Yani kendi uydurduğumuz bu sahte fikir -- yaptığımız tek şey bir başkasının sorumluluğundan kendimizinmiş gibi bahsettiğimizde aynı şekilde tam tersi bir durumda da oluşan bu memnunluk hissi. | TED | كنت مثل -- إن فكرة أن نخلق هذه الكذبة -- هذا هو شعور الرضا عندما نتحدث عن مسؤولية شخص آخر وكونها مسؤوليتنا، والعكس صحيح. |
Şeytan Bilimi uzmanı Profesör Jennings'e Şeytan'dan bahsettiğimizde tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu sorduk. | Open Subtitles | وسألنا البروفيسور (جينينغز) الخبير في الدراسة الشيطانية ليشرح لنا بالضبط ما الذي نواجهه عندما نتحدث عن الشيطان |
(Kahkaha) Bu şeyleri yapmamın asıl nedeni onları fazlasıyla ilginç bulmam ama öyle düşünüyorum ki teknolojiden bahsettiğimizde büyük oranda kendimizden ve dünyayı anlayış şeklimizden bahsediyoruz. | TED | (ضحك) وأفعل هذه الأمور غالبا لأني أجدها رائعة تماما، ولكن أيضا لأني أظن عندما نتحدث عن التكنولوجيا، نتحدث بشكل كبير عن أنفسنا وطريقة فهمنا للعالم. |