| Nazik, vefalı. Bir bakışıyla beni deli olmadığıma ikna edebilecek adam. | Open Subtitles | لطيف ووفيّ، وبوسعك بنظرة واحدة إقناعي بأنّي لستُ مجنونة. |
| O da bana her zamanki bakışıyla bakıyor olurdu. | Open Subtitles | ويكون وقتها ينظر إليّ بنظرة معينة.. |
| - Onu tek bakışıyla mahvederdi. | Open Subtitles | كانت ستوقفه عند حده بنظرة واحدة |
| Hem de bir bakışıyla. | Open Subtitles | بمجرد أن يلمحه بنظرة |
| Merak ediyorum, kendisi mutlu mu hülyalı, uzağa bakışıyla. | Open Subtitles | نتساءل إذا كانت بصحة جيدة بنظرتها البعيدة الحالمة و انفها المدفون في كتاب |
| O bakışıyla bakacak. | Open Subtitles | ستنظر الىّ بنظرتها المميزة |
| -Bir bakışıyla veya bir dokunuşuyla. | Open Subtitles | - بنظرة.. أو لمسة |
| Tabi annem şu bakışıyla bakmadığı sürece, | Open Subtitles | إلا لو رمقتني أمي بنظرتها |