| İlk ameliyattan yedi yıl sonra kaç hastanın yeni bir ameliyata ihtiyacı olduğuna baktılar. | TED | لقد نظروا إلى عدد المرضى الذين كانوا بحاجة إلى إعادة العملية بعد سبع سنوات بعد العملية الأولى. |
| Atalarımız, kayıtlı tarih boyunca gökyüzüne baktılar ve varlığımızın doğasını düşündüler. | TED | وأجدادنا، لطالما كان هناك تاريخ مسجل، قد نظروا إلى السماء وتأملوا حقيقية وجودنا. |
| Dışına baktılar... ...ve sonra da içinde olanı değiştirdiler. | TED | لقد نظروا للعالم الخارجي, وبعد ذلك غيروا عالمهم الداخلي. |
| Yaşlı insanlar gülen yüzlere baktılar. Somurtan yüzlerden uzak durdular. | TED | كان كبار السن ينظرون في اتجاه الوجوه المبتسمة وبعيدا عن الوجوه العابسة الغاضبة. |
| Madenin kapısına geldiler ve orada durup bana baktılar. | Open Subtitles | لقد جاءوا حتى باب المنجم ووقفوا ينظرون لي |
| Öncelikle 1865 yılına baktılar ve bir dakika içinde insanların hedefin merkezine tek bir mermi atabildiğini gördüler. | TED | في البداية بحثوا في عام 1865، ووجدوا في دقيقة واحدة، أن الأشخاص أصابوا نقطة الهدف برصاصة واحدة فقط. |
| Bay Pitt ve eşi sonuna kadar ona şefkatle baktılar. | Open Subtitles | سيد "بيت" و السيدة "جين" اعتنوا بها برقة حتى النهاية |
| Kayıtlarıma baktılar ve doğru olduğunu gördüler. | Open Subtitles | بعدها ألقوا نظرة على السجل القانوني ،الخاص بي فوجدوا أني لا أستطيع القراءة |
| Bana baktılar, onları İngiltere'ye götürmem için yalvardılar. | TED | كانا ينظران إليّ، ويتوسلان إليّ أن آخذهما بعيدًا إلى بريطانيا. |
| Onlara barınaklarında ilk verdiğimiz zaman, aslında bunları aldılar, baktılar. | TED | عندما أعطيناهم إياها وهم في أقفاصهم، هم نوعا ما إلتقطوها، نظروا إليها. |
| Göğüslerime baktılar, alay ettiler ve kapı dışarı ettiler beni. | Open Subtitles | نظروا الى ثدياي فجلعوني سخرية لهم ثم ركلوني خارجاً |
| Yola baktılar ve 15 santimetre aşağıda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | نظروا إلى الطريق وقالوا بأنّه كان منخفض 15 سنتيمتر عن مسـتواه |
| Oroku Nine tarafından harekete geçirilen rakunlar, aşağı baktılar ve gördüklerinden şaşkına döndüler. | Open Subtitles | بعد تحفيز من سيدة اوروكو الراكون نظروا الى الاسفل و قد صدموا لما راوه |
| Buda onları cennete çağırırken, onlar başlarını kaldırıp, aya baktılar. | Open Subtitles | لقد نظروا الى الهلال و كأن تقودهم الى الجنة |
| Şey, risk sermayecileri baktılar ve dedilerki... | Open Subtitles | حسنا ، ان الرأسماليين نظروا في هذا الامر وقالوا |
| #Aynı dağa baktılar... #...ama farklı duygularla... #...çünkü, aslında, onlar yenenler... #...ve yenilmiş olanlardı. | Open Subtitles | كما أنهم كانوا ينظرون الى نفس الجبل لكن بمشاعر مختلفة في حقيقة الأمر كانوا عبارة عن فسمبن فاتحين و أناسٌ تم غزوهم |
| Ömrüm boyunca erkekler bana bir tür seks oyuncağıymışım gibi baktılar. | Open Subtitles | جميع الرجال الذين رافقتهم ينظرون لي وكأنني لعبة جنس |
| Sana ters baktılar diye insanlarla kavga edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تمضى فى سبيلك وتضرب الناس فقط بسبب انهم ينظرون اليك بالطريقة الخطا |
| Buraya zaten baktılar. Geri gelmezler. | Open Subtitles | لقد بحثوا هنا بالفعل لن يعودوا. |
| Doktorlar ona oldukça iyi baktılar. | Open Subtitles | المُسعفون اعتنوا بها جيِدًا |
| Bundan emin olabilirsin. - Tabi hızlıca bir baktılar. | Open Subtitles | ـ أنا واثق من ذلك ـ لقد ألقوا نظرة سريعة |
| ve birbrilerine öyle bir baktılar ki, yedi denizin hiçbir yerinde böyle bir bakış görmemiştim. | Open Subtitles | و الطريقة التي كانا ينظران لبعضهما لم أر اثنين ينظران بهذه الطريقة |
| Onlar sana baktılar ve çirkin bir kurbağa gördüler. Bir özürlü. | Open Subtitles | لقد نظرن إليك ورأينك حقيراً وبشعاً, مختل عقلياً. |
| ! Öyle. Bana çok iyi baktılar. | Open Subtitles | نعم,لقد إعتنوا بى جيداً |
| Sana yan baktılar diye ateş ederdin. | Open Subtitles | إن كنت غاضباً منهما بسبب خطأ ما إقترفاه تجاهك كنت سأرى بأن تقتلهما |
| - Sana iyi baktılar mı? | Open Subtitles | -هل أعتنوا بك هناك؟ |