Rob Williams, güney yerleşkesi katil balinalarını inceleyen bilim insanlarından biri, Bali'de de bir şeylerle uğraşıyor. | TED | حسنًا، روب ويليمز، أحد الباحثين الّذين يعملون على الحيتان القاتلة الجنوبية، يعمل أيضًا في بالي. |
Bali'de peşine düştüğümüz şeylerden biri de mobilya parçalarıydı. | TED | إحدى الأشياء التي بحثنا عنها في بالي كان قطع الأثاث. |
Bunun yanında hayatımda ilk defa Bali'de meditasyon yapmaya başladım. | TED | بدأت أيضا بالتأمل لأول مرة في حياتي في بالي. |
Bali'de tatil yapan Alman yöneticilerden biri Foster Klein'a rastlamış. | Open Subtitles | عطلة دويتشه إكسيك في بالي إصطدمت بـ فوستر كلاين |
Bali'de kumsaldalar diye ya da Madrid'de veya Londra'da okula trenle giderken, kimse onların çocuklarını havaya uçurmayacak. | Open Subtitles | لن يقوم أحد بتفجير أطفالهم لأنك على شاطئ في بالي أو أنك في قطار ومتوجهة للدرسة في مدريد أو لندن |
Tüple dalışı daha önce Bali'de ve Kosta Rika'da yapmıştık. | Open Subtitles | الغطس, فعلنا هذا في "بالي" و"كوستا ريكا" |
Pekala, bir saat içinde Bali'de, profesörü kurtarma operasyonu ayarladık. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا خطّة تكتيكية لإنقاذ الأستاذ "المجدولة خلال ساعة في "بالي "يجب أن نعود إلى "كولومبو |
Buradaki örneğim Bali'de bu sene çıkan bir sandalye -- açıkça yerel üretimden ve kulturden etkilenmiş, orada-burada gün boyu tek bir bilgisayar ekranına çakılıp kalmadan. | TED | هذا المثال هنا هو كرسي انتج منذ عام في بالي وهو يعبر عن ثقافة الحرفيين المحليين الثالث - ان لا احكر نفسي خلف الكمبيوتر طيلة النهار ان اجول واتعرف على المحيط |
(Kahkahalar) Aynı zamanda Bali'de daha büyük bir projenin başlangıcı için çalışıyoruz. | TED | (ضحك) نحن أيضا نعمل على بداية مشروع أكبر في بالي. |
Bali'de, her şey çok farklı. | Open Subtitles | في بالي الامر مختلفُ جداً |
- Bali'de bir kenar mahalle. | Open Subtitles | إنها ضاحية في بالي |
Bali'de Four Seasons otelinde havuz kenarında otlarını sararlarken... | Open Subtitles | انهم في بالي خاليا ادي زارنو؟ |
Kışı Bali'de geçirirler. | Open Subtitles | هم يقضون الشتاء في بالي |
Kateb'in, Bali'de patlattığı bombanın zamanı neydi? | Open Subtitles | ما الوقت الذي فجر فيه (كاتب) القنبلة في (بالي)؟ |
Bali'de tanık koruma programı yok. | Open Subtitles | حسناً، أوَتعرف، ليس هناك برنامج لحماية الشهود في (بالي) |
Bali'de salak adlı Britanyalı *Wally ile ya da Wally adında bir salakla yoga yapıyor. | Open Subtitles | إنها في "بالي" تقوم بإمور قذرة مع (ولي) بريطاني يدعى احمق (أو أحمق يدعى (ولي |
Cennette trajedi yaşanıyor. Bali'de bir otel yerle bir edildi. | Open Subtitles | (مأساةٌ في النعيم، بينما تهز قنبلة منتجع في (بالي |
Adam şu anda Bali'de bir yerde iş beceriyordur muhtemelen. | Open Subtitles | هو ربّما في "بالي" يُضاجع إحداهن. |
Bali'de bir yer var 7/24 oda servisi, balkonunda jakuzi bir diğerinden 9 metre yukarıda 2 sonsuz havuz. | Open Subtitles | بالفعل،يمكنني الحصول عليه هنالك هذا المكان (في (بالي |
Felicity, Bali'de email bile yok demiştin. | Open Subtitles | (فليستي)، لقد قلتِ إنّه لا توجد خدمة انترنت في (بالي). |