Bu tehlikeli işi, Balkanlardan alınan Hristiyan fedailere yaptırdılar. | Open Subtitles | ومن أنجز هذا العمل الخطر كان أناس مسيحيين مجدندين من البلقان |
Bu olay Nato'nun Balkanlardan temiz bir şekilde çıkması ümitlerini de yoketti. | Open Subtitles | وهذا يَفسد امل منظمة حلف شمال الاطلنطى فى خروج نظيف وآمن من دول البلقان |
Balkanlardan gelen insan dolu vagonlar sayesinde korkunç bir şeyin farkına vardık: | Open Subtitles | القطارات القادمة من البلقان جلبت معها... حقيقة مرة |
Belki o kadar ani olmamıştı, ama Balkanlardan gelen vagonlarla birlikte durumu bütün çıplaklığıyla kavramıştık. | Open Subtitles | مع قدوم القطارات؟ ربما لم تكن مفاجئة... ولكنها تجلت بتوافد قطارات البلقان |
Mishko Suba, yine Balkanlardan, üç gün önce Florida üzerinden gelmiş. | Open Subtitles | "ميشكو سوبا" ، من البلقان ايضاً وصل منذ ثلاثه ايام عبر فلوريدا |
Balkanlardan gelen parayı takip ederek Los Angeles'taki şirketine ulaştık. | Open Subtitles | من المال الذى آتى له من دول البلقان |
Sen Balkanlardan bahsediyorsun. | Open Subtitles | تتحدثين عن "البلقان" |