Eğer onu öldürdülerse bana ulaşmak için herkesi öldürebilirler. | Open Subtitles | إن قاموا بقتلها، فسيقتلون أي شخص للوصول إليّ |
Rus bana ulaşmak için seni ve anneni öldürmekte tereddüt etmezdi. | Open Subtitles | ما كان الروسي ليتردّد بقتلك أنت وأمّك للوصول إليّ. |
Çünkü ölmeden önce, eğer bu, dedikleri gibi bir şey ise, bana ulaşmak ve mutlu olduğunu bana haber vermek için bir yol bulacağına dair bana söz verdi. | Open Subtitles | لإنه قبل وفاته وعدني لو كان مثلما ما يقولون إنه سيجد طريقة للوصول لي وسيخبرني إنه سعيد |
Yine de Barnes bana ulaşmak için seni kullandı. | Open Subtitles | مازال , بارنيز إستخدمك للوصول لي |
Sana söylemeyi istemezdim ama ortak dostumuz seni sadece bana ulaşmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | حسناً، أكره أن أوضح لك (ذلك يا (جيسي لكن شريكنا المشترك كان يستعملك فقط حتّى يصل إليّ |
Sana söylemeyi istemezdim ama ortak dostumuz seni sadece bana ulaşmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | حسناً، أكره أن أوضح لك (ذلك يا (جيسي لكن شريكنا المشترك كان يستعملك فقط حتّى يصل إليّ |
Moralini bozmaktan ne kadar hoşlansam da bana ulaşmak için seni kullanıyor. | Open Subtitles | حسنا, بقدر استمتاعك بتفقيع بلوناتك أنه يستخدمك للوصول إلي |
Böylece, bana ulaşmak isteyen, beni bulabilir. | Open Subtitles | وإذا أراد أحد الوصول إليّ - من ضمنهم دايان) - فيمكنهم التحدث إليّ) |
Hayır, ailemi bana ulaşmak için kullanıyor. | Open Subtitles | لا، لا، لا فهو يستغل عائلتي للوصول إليّ |
- Bu, onunla ilgili değil. Bu, Albay Merton Bell'in seni bana ulaşmak için kullanmasıyla ilgili. | Open Subtitles | الأمر ليس حول ذلك، الأمر حول إستغلال العقيد (مارتون بيل) لكِ للوصول إليّ. |
Seni bana ulaşmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستغلونك للوصول إليّ |
bana ulaşmak için kullanırlardı. Sonra ikimizi de öldürürlerdi. | Open Subtitles | -بل كانوا سيستغلّونك للوصول إليّ . |
bana ulaşmak için seni kullanıyordu. | Open Subtitles | قام بأستغلالك للوصول لي |
bana ulaşmak için seni kullanıyor. | Open Subtitles | إنه يستغلك كي يصل إليّ |
Bir daha bana ulaşmak için kızımı kullanma. | Open Subtitles | لا تحاولي إستخدامَ إبنتي ثانيةً للوصول إلي |
Şimdi bugün buraya --çok istememe rağmen olmadı ama-- kanser veya AIDS'e bir çare buldum diye çıksaydım bana ulaşmak için birbirinizi yiyiyor olurdunuz. | TED | الآن، إذا أتيت الى هنا، وأرجو أن أستطيع أن أجئ هنا اليوم، وأحمل دواء للإيدز أو السرطان، فأنكم ستتقاتلون وتكافحون للوصول إلي. |
Scottie, Tanner yalnızca Ava senin peşine düşmesini söylerse peşine düşer ve Ava da yalnızca bana ulaşmak için senin peşine düşüyor. | Open Subtitles | سكوتي)، سيقوم (تانر) بمطاردتكِ) إذا طلبت منه (إيفا) ذلك و(إيفا) ستدعه يقوم بذلك ، لأجل الوصول إليّ قومي بفكّ الوثاق ودعيني أقوم بإقناعها |