Buna başladığımızda beyin bankalarında çalışılmış, dünya üzerinde bu hastalığın sadece 45 dosyası vardı. | TED | منذ بداية المشروع فقط 45 حالة شخصت بالمرض حسب الدراسات التي أجريت في العالم في بنوك الأدمغة. |
Bu kaydı duyar duymaz, bunun gıda bankalarında neler olduğunu anlatabilecek, hatırda kalıcı türden bir parça olabileceğini biliyordum. | TED | بمجرد أن سمعت هذا التسجيل، عرفت أن هذه ستكون القطعة المثيرة للعواطف والتي ستصف ما يحدث حقا في بنوك الطعام. |
Numuneyi tüm veri bankalarında aradım. | Open Subtitles | لقد فحصت العينة مع كل بنوك المعلومات المتوفرة |
Ama o donör bankalarında binlerce isim var. | Open Subtitles | لكنّ بنوك الأعضاء لديها آلاف الأسماء |