| Beyninde almamız gereken bir basınç var. | Open Subtitles | هناك ضغط في الدماغ مما يجب علينا ان نزيله |
| Ama bu durumda, yayda basınç var. Parmakta değil. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالةِ هناك ضغط على القوسِ ولَيسَ إصبعَ القدم. |
| Süperior vena cavada basınç var ve çoğu mediyastinum | Open Subtitles | هناك ضغط في تلك المنطقة و معظم المنتصف |
| Ama hepsi saçmalık. Biz öldürmek hattında sıfır basınç var. | Open Subtitles | لكن كل شيء محض هراء، ليس لدينا ضغط في أنبوب الضغط العالي. |
| Santimetrekareye üç buçuk ton dış basınç var. | Open Subtitles | الضغط في الخارج يعادل 3.5 طنٍّ لكل بوصةٍ مُربّعة. |
| Yani basınç var ama çamur yok. | Open Subtitles | كان هناك ضغط ولا طين يخرج من الأنبوبة |
| Arkasında çok fazla basınç var. Onu rahatlatmalıyız. | Open Subtitles | هناك ضغط كبير يجب إزالته |
| Demek kutunun içinde birazcık negatif basınç var. | Open Subtitles | لدينا ضغط سلبي داخل الصندوق |
| Ölüm hattında 0 basınç var. | Open Subtitles | لدينا ضغط صفر بجوار الأنبوب |
| O sürgüde yüzlerce kiloluk basınç var. | Open Subtitles | .يوجد الاف الباوندات من الضغط في ذلك المقبض |
| Sargasso denizinde düşük basınç var. | Open Subtitles | انخفاض شديد في الضغط في بحر سارجاسو. |