Baskılı t-shirtleri bile var afişler hazırlıyorlar, herkese herşeyi anlatıyorlar, basına demeç veriyorlar. | TED | هم أيضًا يطبعون القمصان، ويضعون اللافتات يشرحون كل شيء للجميع، ويتحدثون مع الصحافة. |
Ertesi sabah, kadının komşuları, basına, kadının çığlıklarını duyduklarını, ama müdahale etmediklerini söylediler. | TED | صباح اليوم التالي، أخبر جيرانها الصحافة أنهم قد سمعوا صراخها، ولكنهم لم يتدخلوا. |
Bu iyi.'' Bir tavsiye, fotoğraf çektirecekseniz örneğin basına vermek üzere, dişlerinize dokunmayın. | TED | مجرد إرشاد، إن كان يتم تصويركم من أجل الصحافة مثلا، لا تلمسوا أسنانكم. |
İzleri saklamak için kurbanları sakatlardık. basına yazdığımız o gülünç mektuplar. | Open Subtitles | في تشويه الضحايا لإخفاء الآثار و الرسائل السخيفة التي كتبناه للصحافة |
Brody Lassiter'ın temsilcileri birkaç gün önce basına açıklama yaptı. | Open Subtitles | " ممثلي " برودي لاسيتر أصدروا تصريح للإعلام قبل أيام |
Oynamamız gereken terk kart bu disk. Onu basına verelim. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة التي نمتلكها هي الشريط فلنعطيه لـ وسائل الإعلام |
Bu bir Milyar Dolar Gramıdır, ve bu şekil çıkıyor basına verdiğim milyar dolar miktarlarından bunalıma girdikten sonra. | TED | هذا رسم بياني للمليار دولار، ونشأت هذه الصورة وسط الإحباط الذي انتابني مع الإعلان عن مليارات الدولارات في الصحافة. |
Resmini basına sızdırdık ve karın bizimle bağlantı kurdu bugün. | Open Subtitles | لقد قُمنا بتسريب صورتكَ إلى الصحافة وزوجتكَ إتصلت بنا اليوم |
Ben basına konuşmak istiyorum. Onlara her şeyi anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث مع الصحافة أريد أن أخبرهم بكل شيء |
basına, adamlarınızın sizin bilginiz olmadan kanıtı yerleştirmiş olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | الآن هذه مشكلتك. تخبر الصحافة إن رجالك وضعوه بدون علمك. |
Nasıl olsa söylenti yayıldı. basına istifa edeceğini doğruladığını söyleriz. | Open Subtitles | على أية حال أخبر الصحافة إنه أكد لنا إنه سيستقيل |
"Yemin ederim ki, avukatından mektup geldiği an bilgisayarındaki fotoğrafları basına veririm." | Open Subtitles | حالما تصلني دعوى من محامي سوف تكتشف الصحافة حول الصور التي بحاسوبك |
- Birisi, Tony Hughes'un o adama saldırdığından basına bahsetti. | Open Subtitles | أحدهم أخبر الصحافة أن توني هيوز اعتدى على ذاك الرجل |
basına Apple'ın geleceğinin olmadığını söyledikten sonra neden geri döndüğümü açıkladığımda. | TED | عندما أحاول شرح لمَ عدت♪♫♪ بعد إخبار الصحافة أان مستقبل ماكنتوش مظلم.♪♫♪ |
Rakiplerimi ezmiş, basına yanlı yayın için rüşvet vermiş, seçmenleri de, kaybetme durumunda işkence edeceğimle tehdit etmiştim. | Open Subtitles | شوهت سمعة خصمي، وأرشيت الصحافة وهددت الناخبين بالتعذيب, إن خسرنا |
Onlara, öfkenden kudurduğun için... ..basına söyleyecek bir neden verme. | Open Subtitles | لا تعطيهم سبباً ليقولوا للصحافة أن هناك رقاقة على كتفك. |
Suçla ilgili bir görünüş var, politik bir görünüş de var, özellikle Beaumont'un basına açıkladığı görüşlerden sonra. | Open Subtitles | في الجانب الجنائي هناك مجرم ولكن أيضا الجانب السياسي خاصة بعد تصريحات بومون للصحافة |
Güvenlik kamerası resmini basına verdim. | Open Subtitles | التصريح الصحفي أرسل للإعلام مع صورة من متجر الرهن |
Televizyon ya da basına çıkması konusunda bir şey öğrenebildiniz mi? | Open Subtitles | هل سألتم عن التلفاز و أجهزة الإعلام الأخري؟ هل تهتم حقاً؟ |
Evet, pekala, dinle Daha ileri gitmeden önce basına açıklama yapılacak mı karar vermeliyiz? | Open Subtitles | نعم ، قبل ان نذهب ابعد من هذا سيكون لدينا اتخاذ القرار بالنسبه لنشر المعلومات فى الصحف |
Avukatın bu davayı basına taşıma çabası mahkemenin önüne geçemez, ama onu son derece tehlikeye sokuyor. | Open Subtitles | بل واحذر من محاوله الدفاع لجر هذه القضيه الى الصحافه واى شئ خارج هذه المحاكمه سنضعه فى اعلى المحذورات |
Biraz araştırdım, daha önceden bir ulusal kriz anında... basına karşı tedbir alındığı olmuş. | Open Subtitles | واجريت بحثا لارى مدى سلطاته التنفيذية وانه يجب اخذالموقف ضد الاعلام في اوقات الازمات الوطنية |
basına haber vermemiz gerekmez mi? Fotoğraf çektirmemiz filan? | Open Subtitles | ،ألا تظن أن علينا إعلان هذا للصحافه أعني، لإلتقاط بعض الصور |
İki hafta içinde basına konuşacak, altı hafta sonra kitap yazacak: | Open Subtitles | خلال أسبوعين سيتحدث للصحف وبعد ستة أشهر، سيقوم بكتابة كتابٍ ما |
Evet. basına, paparazzilere. Hollywood ünlülerine. | Open Subtitles | هذا صحيح, صحافة, باباراتزي طلقات هوليوود الحارة |
basına hiçbir zaman bu adamın teknikleri açıklanmadı. | Open Subtitles | لم يسبق ان أعلنوا للعامة أن يظهر القاتل كبريائه |
Beni basına atacak kadar kötü biri değildi. | Open Subtitles | لأنها الشخص الوحيد الذي لم يكن سيئا معي بالصحافة |
Davayla ilgili bilgileri basına veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تصرحي بأية معلومات إلي الأعلام عن قضية |
basına gidip bütün söylediklerimizi geri almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سَيكونُ عِنْدي للذِهاب خارج إلى الصحافةِ |
Polislerde bunu basına, savcıya ve... herkese anlatır! | Open Subtitles | حسناً, الشرطة ستخبر المدعي العام والصحافة وجميع الناس. |