| Yukarıda fotoğrafları basıyorlar. Getirir misin? | Open Subtitles | أنهم يطبعون بعض الصور لى فى الطابق العلوى , أذهبى هاتيهم |
| Bu gazetede her türlü boku basıyorlar. | Open Subtitles | انهم يطبعون اي نوع من القذاره في هذه الجرائد |
| Bu adamlar, tutucu ve sabırlı davranıyorlar. Sadece küçük banknotlar basıyorlar ve asla harcamıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتية حذرون وصبورون ، لدرجة أنهم يطبعون فقط ذوات الفئة القليلة ولا يصرفونها |
| Onu hala basıyorlar mı? | Open Subtitles | لازالوا ينشرون ذلك؟ |
| Neden bu fotoğraflarımızı basıyorlar? | Open Subtitles | لم ينشرون هذه الصور عنّا؟ |
| Herhangi bir teminat vermeksizin daha da fazla para basıyorlar. | Open Subtitles | على أمل أن يقدروا على إعادة الماضي فهم لا يزالوا يطبعون المال بدون أية قيمة حقيقية |
| Yani şu kalpazanlar... Fotokopi makinesinde para mı basıyorlar yani? | Open Subtitles | إذن، المُزوّن يطبعون ببساطة أموالاً جديدة على آلة التصوير؟ |
| Yaptıkları işi sevdiğini biliyorum. Kitap da basıyorlar. | Open Subtitles | أعلم أنّك تحب أعمالهم، وأنّهم ما يزالون يطبعون الكتب |
| Her gün para basıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يطبعون الكثير منها كل يوم |
| Tamam, parayı basıyorlar, ihtiyacımız olan da bu. | Open Subtitles | حسناً ، هم يطبعون ، لدينا كل ما نحتاجه. |
| Brian, kitabını basıyorlar. | Open Subtitles | برايان) انهم ينشرون كتابك) |