Mesajı basitleştirmek ve umulan kırmızı ve mavi güzel bir harita çizmek amacıyla asıl noktayı tamamen kaçırdık. | TED | في مجهود لتبسيط الرسالة ورسم خريطة جميلة، حتمية، حمراء و زرقاء فقدنا الهدف كليًا. |
Aslında demek istediğim şey, belirli bir süreci basitleştirmek için gereken tek şey tarafların olabilirliğe açık olmasıdır. | Open Subtitles | ما أنا فالواقع أقوله هو، كل ما يتطلبّه الأمر لتبسيط عملية مُعيّنة هي أن تكون مفتوحة الإحتمالات لكلا الطرفيَن. |
Fazla basitleştirmek istemem ama muhtemelen sadece üzgünsün. | Open Subtitles | لا أقول هذا لتبسيط الأمور لكن أعتقد أنك حزينة |
Böyle problemlerde, ilk önce basitleştirmek yardımcı olabilir. | TED | مع مثل هذه المشكلة، يمكن أن يساعد تبسيط الأمر أولاً. |
Olayı basitleştirmek istersen, seni ve Bay Keman Kaşlıyı da listeye ekleriz. | Open Subtitles | إذا أردت تبسيط الأمور قد نضيفك مع سيد الحواجب هنا للقائمة |
Karşımıza çıkacak olağanüstü zorlukları göz ardı etmek ya da basitleştirmek gibi bir niyetim de yok. | Open Subtitles | وأنا لا أحاول تقليل أو تبسيط التحديات الغير معقولة التي سوف نواجهها |
Ve yine yaptığımız, karmaşıklığı basitleştirmek. | TED | لذا مرة أخرى، هذا تبسيط للتعقيد. |
Bunu onun felsefesini fazla basitleştirmek olur. | Open Subtitles | ذلك سيكون إفراطٌ في تبسيط فلسفته |
Bu her şeyi basitleştirmek olur. | Open Subtitles | هذه مبالغة في تبسيط الأحداث |
basitleştirmek. | Open Subtitles | تبسيط |