"baskı yapıyor" - Traduction Turc en Arabe

• يضغط على
• كنتى تضغطين
• تضغط على
• أنه يلح
• إنه يضغط
• يضغطون
• وهي تضغط
• يضغط عليّ
• يلح علّى
• أنه يضغط

Pituiter adenomada kanama var ve optik kiazmaya baskı yapıyor.
هناك نزيف في الغدة النخامية والدم يضغط على اعصاب البصر

Ordu, Foreman'a bunun kitabına uygun olması için baskı yapıyor.
الجيش يضغط على فورمان ليتأكد ان هذا يتم وفق القواعد

- Wackman'a baskı yapıyor musun?
لقد كنتى تضغطين على ( ويجمان ) ؟

Bu küçücük kemik beyine baskı yapıyor.
هذه الشظية الصغيرة من العظم تضغط على المخ

Siz buraya geldiğinizden beri bana baskı yapıyor.
أنه يلح علّى منذ أن وصلتِ هنا

Direkt olarak bağımlılık merkezine baskı yapıyor.
إنه يضغط مباشرةً على مركز الإدمان لديها

Korkarım ki şu an Ruslar başı çekiyor. Birleşmiş Milletler'e baskı yapıyor.
الروسيون يتولون ذلك إنهم يضغطون على الولايات المتحدة من أجل العقوبات

Her neyse, son bir kaç aydır bunu okumam için bana baskı yapıyor.
...علي أي حال منذ ,شهرين وهي تضغط عليّ لقراءة هذا الكتاب

Savunma Bakanlığı, araştırmanı durdurmak için baskı yapıyor.
وزير الدفاع يضغط عليّ لإيقاف هذا البحث

Hidrolik basınç kapıya baskı yapıyor.
أنه يضغط بشكل كبير على ذاك الباب

Güvenliği çağırıyorum. Karımın göz çukuruna kötü bir tümör baskı yapıyor.
زوجتى لديها ورم خبيث يضغط على تجويف عينيها

Çünkü şu anda beynin kafatasına baskı yapıyor.
الذي يحدث هنا هو أن مخك يضغط على جمجمتك و سأحاول تخفيف الضغط بأن أقطع قطعة من جمجمتك

Omurgandaki kanama omuriliğinde baskı yapıyor.
انه الدم في عمودك الفقري هذا ما يضغط على الحبل الشوكي

Bir arter, kulak kanalının hemen üstünde beynin temporal lobuna baskı yapıyor.
الشريان كان يضغط على الفص الصدغي من دماغه فوق القناة الأذنية

Kurallara aykırı olduğunu biliyorum ama 14. kurşun yaya baskı yapıyor ve silah sıkışabiliyor.
لا أقوم بملء المشط أعلم أن هذا مخالف للأنظمة، ولكن الرصاصة الرابعة عشر قد تضغط على النابض مسبباً تعطل المسدس

diyaframın altındaki organlar göğüs boşluğuna baskı yapıyor, nefes almakta zorluk çekiyor.
الأعضاء التي تحت الحجاب الحاجز تضغط على التجويف الصدري, وهو يواجة صعوبة في التنفس

Yüz sinirine baskı yapıyor.
ترى، إنه يضغط على العصب الوجهي

Şimdi ise... Kafatasına baskı yapıyor.
.. والآن إنه يضغط على جمجمتي

Politikacılar, Afganistan'dan toplu geri çekilme için baskı yapıyor.
... السّاسة يضغطون من أجل . (الإنسحاب الكامل من ( أفغانستان

Ailem baskı yapıyor...
والدي يضغطون لي ...

İdrar yoluna baskı yapıyor.
وهي تضغط على الحالب

Başkan Manhattan'a ilerlemem için baskı yapıyor ama orasının da kazanılabilir olması gerekiyor.
العمدة يضغط عليّ للتحول الى "منهاتن" لكن يجب أن نختار ماكناً يمكننا الفوز فيه.

Muhtemelen kapakçığa baskı yapıyor.
على الأرجح أنه يضغط على الصمام.