| Şimdi bu bebek, bastırılmış hafızaları ortaya çıkarmak için hipokampüsteki bloklara saldırıyor. | Open Subtitles | هذا الشيء يهاجم مناطق العاطفة والذاكرة ويوقف الذاكرة المكبوتة ، صحيح ؟ |
| Cinsel arzuları bastırılmış vahşiler olarak, hayvanlar ile kıyaslanıyorlardı. | TED | لقد قورنوا بالحيوانات و بالوحوش المكبوتة جنسيًا. |
| Kız annesini bastırılmış bir anıya dayanarak cinsel istismarla suçlamaktaydı. | TED | واتهمت والدتها بالاعتداء الجنسي استناداً إلى ذاكرة مكبوتة. |
| Kişiliğiniz yoğun bir sis içinde kayboluyormuş gibidir ve tüm duygularınız ve arzularınız kendi içinizde kısıtlanmış, bastırılmış ve susturulmuştur. | TED | شخصيتك تبدأ تتلاشى في الضباب الكثيف وجميع عواطفك ورغباتك محاصره ، مكبوتة ، صامتة في داخلك. |
| bastırılmış bir yanımın kontrolden çıkmasından sonsuza kadar onun kokusunun şaşırtıcı öfkesinde hapsolmaktan korkuyordum. | TED | كنت خائفا بعض الجزء المكبوت من نفسي سيخرج عن السيطرة, وسأصبح محاصرا للأبد بصدمة هيجان رائحتها الكريهة |
| bastırılmış öfkeleri ve intikam fantezileri oluyor. | Open Subtitles | أدت إلى الغضب مكبوت,وهوس الإنتقــام عميل مزدوج؟ |
| Duydunuz mu okul bugün tatil edilmiş çünkü Kurt ve Ram bastırılmış homoseksüel anlaşmalarıyla birbirlerini vurmuşlar. | Open Subtitles | المدرسة ملغية اليوم لأن كورت والكبش قتلا أنفسهم في قمع حلف إنتحار شاذ جنسيا |
| Güvenilir,dindar bir polis memuru bizi, bastırılmış cinsel dürtülerimizden alıkoyana kadar içeceğiz. | Open Subtitles | ونحن سنستمر بالشرب حتى كل منا يكشف عن ذكريات مكبوته من الاعتداء الجنسي من قبل مسؤول ديني موثوق به |
| "Orta yaşlı erkekte bastırılmış arzu. | Open Subtitles | الرغبة المكبوتة عند الرجال في منتصف العمر |
| Fazla bastırılmış bir arzu, kontrol edilmesi imkansız. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الرغبة المكبوتة هناك يستحيل التحكم فيها |
| Artı bence fazlaca bastırılmış bir düşmanlık var onda. | Open Subtitles | علاوة على ذلك .. أعتقد أنها تحمل الكثير من العِدائية المكبوتة |
| Loki alt beni, yani bastırılmış yanımızı temsil ediyor. | Open Subtitles | فشخصية لوكي تعبر عن ذواتنا المكبوتة بداخلنا |
| Loki alt beni, yani bastırılmış yanımızı temsil ediyor. | Open Subtitles | فشخصية لوكي تعبر عن ذواتنا المكبوتة بداخلنا |
| Peki ona böyle insafsızca vururken .bastırılmış cinsel güdülerinin farkına vardın mı hiç? | Open Subtitles | السِحْر. كَانتْ أنت في كل مدركِ أيّ حوافز جنسية مكبوتة |
| Şu an için hazfızasının bastırılmış, üzerine yazılmış ya da silinmiş olup olmadığını söylemek imkansız. | Open Subtitles | إنه من المستحيل تحديد إن كانت ذاكرتها مكبوتة,استبدلت أو مُسحت |
| Beyninin bir kısmı hareketli görünürken, diğer kısmı bastırılmış ve etkisiz. | Open Subtitles | أجزاء من مخها تبدو نشطة جدا وأجزاء أخرى تبدو هامدة أو مكبوتة |
| Klinik depresyon, bastırılmış duyguların gelişimi ve çeşitli öfke ve kontrol problemlerini barındırır. | Open Subtitles | السريرية والاكتئاب ، عاطفية التنمية المكبوت ، والغضب الشديد مراقبة المشاكل. |
| benim bastırılmış düşmanlık duygusu ile başa çıkmak için kendi yöntemlerim var. | Open Subtitles | لدىّ طريقتى الخاصة فى التعامل مع عدائى المكبوت |
| Gizlese de bastırılmış homoseksüel eğilimleri var aynı şekilde şiddetle son buluyor. | Open Subtitles | ولو أنّ يخفيه حسنا، الكلمة هو يحصل عليه... مكبوت جدا الميول الشاذّة جنسيا... يؤدّي إلى غير متوقّع أيضا إنفجارات العنف. |
| Çığlığı bastırılmış. Ağır bir sessizlik. | Open Subtitles | ،بكائه مكبوت إنه السكوت الثقيل |
| Bazen başka bir istismar vakası bastırılmış kişiliklerin ışığa çıkmasına sebep olabilir. | Open Subtitles | أحيانًا حوادث أخرى من سوء المعاملة يمكن أن تسبب قمع الشخصيات حتى تظهر للضوء. |
| Söyleyin, Hangi yalnız kadın gece geç saatlerde yatak odasında elektrikli bir aletle bastırılmış ihtiyaçlarını tek başına giderir. | Open Subtitles | اخبريني ما الذي كانت تفعله إمرأة وحيدة ذات احتياجات مكبوته في وقت متأخر من الليل في فراشها مع جهاز كهربائي؟ |
| Sürekli stres bastırılmış bağışıklığa yol açar | TED | الإجهاد المستمر يؤدي إلى كبت المناعة، |
| Bence, bastırılmış anılarını öylesine derine atmışsın ki bunlara ulaşabilmek için daha derin prosedürler uygulamamız gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أنك قمعت ذكرياتك عميقا لذلك يجب علينا تجربة المزيد من إجراءات التعمق |
| Belki de altında çalıştığım, sosyal açıdan bastırılmış aşşağılık pisliklerden biri yapmıştır. | Open Subtitles | كان أحد رؤسائي الحقراء المكبوتين اجتماعياً الأخرين |