Çocuklarına daha yakın olmak için Batı Yakası'na taşınmaya karar vermişti ve uzun mesafeli bir ilişki de istemiyordu. | TED | قررت الانتقال إلى الساحل الغربي لتكون قريبة من أولادها، ولم ترغب في علاقة عن بعد. |
Test ettikleri roketin Amerika'nın Batı Yakası'na kadar erişebilecek büyüklükte olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | إنّ الصاروخ الذي هم يختبرون يعتقد بأنه كان كبير بما فيه الكفاية لوصول الساحل الغربي الولايات المتّحدة. |
Edwin Boyd yeni bir kimlikle Batı Yakası'na yerleşti. | Open Subtitles | انتقل "إيدوين بويد" إلى الساحل الغربي بهوية جديدة |
Dediğin gibi birlikte Batı Yakası'na, Los Angeles'a gideceğiz. | Open Subtitles | كما قلت الساحل الغربي " لوس أنجليس " معاَ |
Kim Jong-un şu an tüm Batı Yakası'na nükleer silahla saldırmaya meyilli. | Open Subtitles | كيم Jong غير قادر الآن ضرب بالقنبلة النووية كلّ الساحل الغربي. |
Al, tren için. Batı Yakası'na git. | Open Subtitles | للقطار خذ الساحل الغربي |