İzinsiz giren kişi, yaptığının bedelini ağır ödeyeceksin. | Open Subtitles | الآن، الدخيل، سوف تدفع ثمنا باهظا لما قمتم به. |
Babam sizin görüşünüze inanıyordu, ama bunun bedelini ağır ödedi. | Open Subtitles | أبي آمنا برؤيتك، لكنه دفع ثمنا باهظا لذلك |
Sorumluları bulacağız ve bulduğumuzda da bedelini ağır ödeyecek. | Open Subtitles | سنجد من كان المسؤول و عندما نجده سيدفع ثمنا باهظا |
Üç, yarın gece ben telefonla aradığımda orada olsanız iyi olur, yoksa bedelini ağır ödersiniz, bakın şimdiden söylüyorum. | Open Subtitles | ثالثا ، يفضّل أن تكونوا موجودين بالفندق غدا عندما أتصل بكم مرة أخرى وإلا ستدفعون الثمن غاليا لقد حذرتكم ، هاري |
Bize paramızı vermeden kaçan yoktu bizi satacak kadar aptal olanlar da bedelini ağır ödedi. | Open Subtitles | لم يكن أحد يستطيع عمل شيء من دون الدفع لنا، وأي غبي يحاول مواجهتنا كان يدفع الثمن غاليا. |
Bir tavuk çalmaya çalıştı. Bunun için bedelini ağır ödedi. | Open Subtitles | حاوَلَتْ أن تسرق دجاجة فدَفَعَتْ الثمن غالياً |
bedelini ağır ödettiler. | Open Subtitles | جعلوها تدفع ثمنا باهظا. |
Bunun bedelini ağır ödeyeceksin. | Open Subtitles | .سوف تدفعين الثمن غالياً |
Bayan Lyons, bize yanlış bilgi veriyorsanız kendiniz hakkında yalan söylüyorsanız bunun bedelini ağır ödersiniz. | Open Subtitles | آنسة (ليونز)، إن ضلّلتنا، إن خدعتنا بأيّةطريقة.. فستدفعين الثمن غالياً |
Bunun bedelini ağır ödeyecekler. Hepsinden hesap soracağım! | Open Subtitles | سيدفعون الثمن غالياً كل واحد منهم! |