İşte. İkinci kez saatine baktı. beklediği şey gerçekleşmek üzere. | Open Subtitles | ،نظر لساعته للمرة الثانية ما ينتظره يوشك على الحصول |
Bu, tam da diğer avcının beklediği şey. | Open Subtitles | هذا ما كان ينتظره الصيّادون الآخرون |
Bu, tam da balıkların beklediği şey. | Open Subtitles | هذا ما كان ينتظره السمك |
Çünkü ikimizin bir çocuğu var toplumun benden beklediği şey bu çünkü devamlı bunu öne çıkarıyorsun. | Open Subtitles | لأنه يوجد طفل يربطنا، لأنه ما يتوقعه المجتمع مني، لأنك أصررت على هذا. |
Müşterilerimin beklediği şey bu. | Open Subtitles | .وهذا هو ما يتوقعه موكلي |
Ve şimdi, hepinizin beklediği şey. | Open Subtitles | والآن، ما كان ينتظره الجميع |