Evet güneş açar. Kesinlikle beklemeye değer. | Open Subtitles | نعم, سيكون هنالك يوم مشمس إن الأمر يستحق الانتظار |
84'ümüze kadar yaşasak bile bunu beklemeye değer mi? | Open Subtitles | "هل هذا يستحق الانتظار إذا كنا نعيش حتى 84؟ |
Demek istediğim, doğru olduğunu öğrenmek için beklemeye değer. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن الأمر يستحق الإنتظار لمعرفة الأمر الصحيح |
Tamam, bu ballı lavantalı dondurma çok lezzetli ama gerçekten 45 dakika beklemeye değer mi? | Open Subtitles | نعم، أتفق أن هذه البوظة بطعم العسل الخزامى لذيذة؟ لكن هل حقاً يستحق الإنتظار لمدة 45 دقيقة؟ |
Ki saygı duyuyorum, üstelik bazı şeyler beklemeye değer. | Open Subtitles | وأنا أحترم ذلك، و بعض الأمور تستحق الإنتظار. |
İyi bir şey için her zaman beklemeye değer, derler. | Open Subtitles | الأشياء الجيدة هي من تستحق الانتظار من أجلها كما يقولون |
Gerçek aşk daima beklemeye değer. | Open Subtitles | الحبّ الحقيقيّ يستحقّ الانتظار دومًا. |
O zaman bunun için beklemeye değer. | Open Subtitles | اوه, اذن هذا حقاً يستحق الانتظار |
Sizce üç haftalık teslimat süresini beklemeye değer mi? | Open Subtitles | أتعتقدين انة يستحق الانتظار 3 اسابيع ؟ |
Benim için beklemeye değer. | Open Subtitles | بالنسبة لي، الأمر يستحق الانتظار |
Beni beklemeye değer. | Open Subtitles | تعلمون ابن يستحق الانتظار. |
beklemeye değer olabilir. | Open Subtitles | Whew! ويمكن ان تكون شيء يستحق الانتظار |
beklemeye değer. Yumurtalar hazır. | Open Subtitles | هذا يستحق الانتظار وصل البيض |
Bazen beklemeye değer. | Open Subtitles | قد يكون الأمر يستحق الإنتظار أحيانا |
Ama sizi temin ederim ki elimizdeki şey beklemeye değer. | Open Subtitles | وأعدكم بأن لدي ما يستحق الإنتظار |
Ama arada bir kendileri gibi olma cesaretini gösterirler ve bu da beklemeye değer. | Open Subtitles | "ولكن كل فترة ، يجدوا ما يشجعهم ليكونا على طبيعتهن ، وهذا يستحق الإنتظار" |
Size ilk dedikodumun beklemeye değer olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكم أن أول خبرٍ لي يستحق الإنتظار |
Ona bakarsın ve beklemeye değer olur. | Open Subtitles | إنتبه يا شاين - تزوج إمرأة تستحق الإنتظار |
İyi haberler beklemeye değer. | Open Subtitles | الاخبار الجيّدة دائماً تستحق الإنتظار |
Bazı şeyler beklemeye değer... | Open Subtitles | بعض الأمور تستحق الإنتظار. |
Sanırım ben kendi hayatımda böyle bir köprü göremeyeceğim, ama kiminiz için beklemeye değer bir şey olacak. | TED | لا أعتقد أنني سأرى واحدًا كهذا اكتمل في حياتي، لكنها بالتأكيد تستحق الانتظار لبعضكم يا رفاق. |
Tüm iyi şeyler uğruna beklemeye değer, değil mi? | Open Subtitles | كل الأمور الجيدة تستحق الانتظار , أليس كذلك ؟ |
Gerçek aşk daima beklemeye değer. | Open Subtitles | الحبّ الحقيقيّ يستحقّ الانتظار دومًا. |
beklemeye değer. | Open Subtitles | ذلك يستحقّ الانتظار |