"belirleyecek" - Traduction Turc en Arabe

    • ستحدد
        
    • سيحدد
        
    • يحدد
        
    • تحدد
        
    • ستقرر
        
    • لتحديد
        
    • يقرر
        
    • الحاسم
        
    • الحاسمة
        
    • ستقرّر
        
    • سيحدّد
        
    • ستحسم
        
    Öyle hissediyorum ki... başkan olarak bu durumu ele alışım ülkenin geleceğini belirleyecek. Open Subtitles لدي أحساس بشأن هذا بطريقة إدارتي إنها ستحدد إرثي كرئيس بطريقة أو بأخرى
    Bundan herkes sorumludur çünkü bu, gelecekte nasıl bir gezegende yaşayacağımızı ve nasıl bir vücuda sahip olacağımızı belirleyecek. TED إنها مسؤولية الجميع لأنها ستحدد نوع الكوكب والأجساد التي سنتوفر عليها في المستقبل.
    Bu konuda nasıl hissettiğimiz, tam olarak ne kadar yenilikçi olabileceğimizi belirleyecek. TED كيف نشعرُ إزاء هذا سيحدد تماماً كيف يمكننا أن نكون مبتكرين.
    Hepinizin nasıl hissettiği tam olarak ne kadar yenilikçi olabileceğimizi belirleyecek. TED كيفية شعوركم هو الذي سيحدد تماماً كيف سنكون مبتكرين.
    Adliyeye gidiyoruz, yargıç cezanızı belirleyecek... sonra geri döneceğiz, sakin ve uslu uslu. Open Subtitles سوف نذهب للمحكمة سوف يحدد القاضي مبلغ الكفالة ثم نعود هنا بكل هدوء
    Bu, The Rock'tan En İyi Üçlü olarak Uluslararası müsabakalara kimlerin gideceğini belirleyecek. Open Subtitles هذة الجولة سوف تحدد من يذهب الى النهائيات من نادي الروك كأفضل ثلاثي
    Dört hafta sonra bir hakim, raporuma göre senin kaderini belirleyecek. Open Subtitles في خلال أربعة اسابيع ستقرر المحكمة مصيرك اعتمادا على ما اكتبه
    Bu seneki Cadılar Bayramı Yürütmesi üç-yollu son dakika şampiyonların şampiyonunu belirleyecek. Open Subtitles هذه السنة من سارق الهالوين هو كسر التعادل لثلاثتنا لتحديد بطل الأبطال
    Seçmelerden sonra, hangimizin nedime olacağını kim belirleyecek? Open Subtitles حسنا، لذلك بعد هذا الاختبار، الذي يقرر من الذي يحصل عليه؟
    Seyircinin becerisi, makinenin doruğa ulaşma yeterliğini belirleyecek. Open Subtitles مهارة المُشاهد ستحدد قٌدرة الآلة على الوصول إلى ذروة نشوتها
    Gelecek maç unvanını koruyan şampiyonun rakibini belirleyecek. Open Subtitles المبارة التالية ستحدد من سيواجه المدافع عن اللقب
    Eski oyunu oynayacağız: Duracak ilk araba yolumuzu belirleyecek. Open Subtitles : سنمارس لعبتنا أول سيارة تقف ستحدد وجهتنا القادمة
    Tek bir soru profesyonel başarını diğer sorulardan daha fazla belirleyecek, çünkü insanlara nasıl davrandığın ve davranış sergilediğin her şey demektir. TED سيحدد هذا السؤال نجاحكم المهني أكثر من أي شيء آخر، لأن طريقة ظهوركم ومعاملتكم للناس هي كل ما يهم.
    Önümüzdeki bir kaç saat boyunca söyleyeceklerim hayatımın geri kalanını hapiste geçirip geçirmeyeceğimi belirleyecek. Open Subtitles ما سأقوله في الساعات المقبلة سيحدد إن كنت سأبقي في السجن لبقية حياتي أم لا
    Önümüzdeki birkaç saat içinde söyleyeceklerim hayatımın geri kalanını hapiste geçirip geçirmeyeceğimi belirleyecek. Open Subtitles ما سأقوله في الساعات المقبلة سيحدد إن كنت سأبقي في السجن لبقية حياتي أم لا
    Ve bu itibar dökümü işbirlikçi tüketime ulaşmamızı belirleyecek. TED وهذا الرصيد من السمعة سوف يحدد إمكانية دخولنا للإستهلاك التعاوني.
    Sonunda, bir tane işaret kalacak o da sizin emeklilikteki durumunuzu belirleyecek. TED في النهاية، سيبقى هناك مؤشر واحد فحسب و هو سوف يحدد مقدار ثروتنا في فترة التقاعد.
    Bugünkü kararlarınız onun rahatını belirleyecek. TED و قراراتك اليوم سوف تحدد النحو الذي سوف تكون عليه
    Alternatifler aynı kulvarda olduğu zaman bize verilen gerekçeler, bir hata yapıp yapmadığımızı belirleyecek gerekçeler en az ne yapmamız gerektiği kadar etkisiz. TED عندما تكون البدائل متساوية، فإن الخيارات المعطاة لنا، تلك التي تحدد فيما إذا كنا نرتكب خطئًا، صامتة أمام ما نفعله.
    Yarın başlayan yarışı çamur belirleyecek. Open Subtitles هنا في هذه الغرفه. السباق الذي سنبدأه غداً نتيجته ستقرر في الوحل،
    Yerinizi ve gitmeniz gereken noktayı belirleyecek. Open Subtitles لتحديد مكانكم على الخريطة و معرفة وجهتكم.
    Sonunda yüzük elinde olan kişi, kaderini belirleyecek. Open Subtitles آخر من يظل ممسكا بالخاتم يقرر ما سيفعله به
    Fransa'yla yaşanacak savaşta Alaman'ın barutu savaşın kaderini belirleyecek. Open Subtitles في الحرب المقبلة مع "فرنسا", مسحوق بارود "علمان" سيكون السلاح الحاسم.
    Hizmetleri belirleyecek, standartları koyacak komiteler oluşturacak, raporlar isteyecekler. Open Subtitles الخدمات الحاسمة معايير المكان تأسيس اللجان
    Bu ulusun yaşayanlara mı yoksa ölülere mi ait olduğunu bu 128 km belirleyecek. Open Subtitles ثمانون ميلاً ستقرّر إلى من تنتمي هذه الأمّة هل إلى الأحياء أم الأموات.
    Bu mikropların ortama uyumlu olduğunu ve amacımız için yeterli hasarı verecek kadar havaya yeterince nitelikli dağılıyor mu belirleyecek. Open Subtitles سيحدّد هذا إن كانت الحشرات قابلة للحياة ومنتشرة بتساوٍ كافٍ بالهواء بنوعيّات كبيرة كافية لتحدث ضرراً كافياً لغاياتنا
    Seçimin sonucunu tek bir şehir mi belirleyecek. Böyle bir şey mümkün mü? Open Subtitles هذه الانتخابات ستحسم على مقاطعة واحدة يعتقد المرء أن هذا مستحيل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus