Bunu kendine dert etme. Ben yalnızca buradan geçen biriyim. | Open Subtitles | لا تأخذي الأمر على محمل الجد أنا فقط عابر سبيل |
Üzgünüm, Ben yalnızca... Boobra'yla olmandan nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا آسفة أنا فقط كنت أكره عندما تكون مع بوبرا |
Herkes beraber oturuyordu, konuşuyorlardı, Ben yalnızca ayrılamadım. | Open Subtitles | الكل كان يجلس سوية، يتحدثون، أنا فقط لم أستطع أن أغادر |
Hiç bir zaman onları saymadım Ben yalnızca bir piyanistim. | Open Subtitles | الحقيقة لم أعدهم أنا مجرد عازف بيانو حسناً.. |
Ama bana göre, Ben yalnızca hayaletleri gören bir radarım Başkan ise gizlenebileceğim bir sığınak. | Open Subtitles | لكن في عالمي انا فقط رادار للاشباح و الرئيس هو ملجأ يمكنني الاحتماء فيه |
Ben yalnızca uçağa binmek isterdim. Hiç binmedim. | Open Subtitles | أريد فقط الركوب على متن طائرة .. لم أركبها قط |
Ben yalnızca bu evin bir taş devri mabedi anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط نوهت إلى أن هذا المنزل مقام ومخصص لعلم دراسة الحياة في العصور السالفة. |
... ... amacı nedir... Ben yalnızca merak ettim de acaba bu kurban etme fikrini... bir anlığına tekrar gözden geçirebilir miydiniz... | Open Subtitles | أنا فقط أتسائل إذا بإمكانك إعادة النظر في فكرة التضحية؟ |
Çok haklısın. Ben yalnızca bana yanlış yapanlardan nefret ediyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح جداً, أنا فقط أكره الأشخاص الذين يعبثون معي! |
Ben yalnızca Tobin'in parasını bulmaya çalışıyorum Ellen. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول العثور على اموال عائلة توبن ، الين |
Beni azarlamaya kalkma. Ben yalnızca dürüst olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا تغضبِ علي أنا فقط أحاول أن اكون صادقة |
Ben yalnızca durumu aydınlatıyorum. Herkes kilo aldığını fark etmeye başladı. | Open Subtitles | أنا فقط أُريد أن أوضّح لك . أنّ الناس لاحظت أنّك وزنك زاد |
Ben yalnızca diskin yanında yazılı kopyasını da alabilir miyim diye sormak için aradım. | Open Subtitles | أنا فقط إتصلت لأطلب المعلومات مطبوعة وعلى وسائط تخزين كذلك |
Ben yalnızca iyi yazıya destek veren bir acizim. | Open Subtitles | بالطبع. أنا فقط فخورة بهذه الكتابة الرائعة. |
Buldum. Senin romanını yazacağım. "Ben yalnızca Komşunum" Nobel alacak. | Open Subtitles | أعرف، سأصنعروايتك، أنا مجرد جارك ، روايتك الأكثر رواجا. |
Sakin ol, Savaşçı Tanrıça, Ben yalnızca hurda arayıcısıyım! | Open Subtitles | رفقاً أيتها الإلهة المحاربة أنا مجرد خادم معدني صغير |
Burada olma sebebim sizi kurtarmak değil, çocuklar. Ben yalnızca beyaz pantolonlu, sakallı bir adamım. | Open Subtitles | أنا لست هنا لأنقذكم يا أطفال أنا مجرد رجل ملتحي بسروال ابيض |
Ben yalnızca bir aracıyım. ve görevim sadece parayı doğru sahibine teslim etmek. | Open Subtitles | انا فقط سمسار ارجع المال الى مالكه الشرعي |
İyi, öyleyse Ben yalnızca para ve buz deposu sağlıyorum. | Open Subtitles | جيد, اذن انا فقط ازود المال و مخزن الثلج. |
Ben yalnızca kaburga ve biralarımı istiyorum, patron. | Open Subtitles | أريد فقط أضلاع اللحم والبيرة أيها الرئيس |
Ben yalnızca röportaj muhabiriyim. Böyle yaşandığını düşünmen bile benim hikâyem oluyor. | Open Subtitles | أنا مجرّد مراسل ، لذلك الحقيقة التي تعتقد بأنها وقعت هي روايتي |
Ben yalnızca FBI'ın avukatıyım, polis değil. | Open Subtitles | "توماس" انا مجرد محامي مع "اف بي اي" ولست محقق فيديرالي |
Ben yalnızca dokuz oy saydım Bay McMurphy. | Open Subtitles | حسنا,هذه هي! انني اري فقط تسعة اصوات , سيد/ماكميرفي |
Senin buraya çalışmaya gelirken hissettiğin dehşeti Ben yalnızca hayal edebilirim. | Open Subtitles | استطيع فقط التخيل الخوف الذي تحس به ان تاتي للعمل هنا. |