Şimdi, eğer bu penaltıyı kaçırırsan... sadece Beni yüzüstü bırakmazsın, takımını yüzüstü bırakırsın. | Open Subtitles | إذا لم تحرز هدفاً بهذه الضربة فلن تخذلني وحدي فقط بل ستخذل فريقك بكامله أيضاً |
Beni yüzüstü bırakmayan dünya çapında kaynaklarım var. | Open Subtitles | لدي مصادر موثوقة في جميع أنحاء العالم التي لم تكن أبدا تخذلني. |
Hafızamın bölümleri Beni yüzüstü bırakıyor. | Open Subtitles | حيث أصبحت لا يمكنني تذكر ذلك فجأة وإن ذاكرتي لهذه الأشياء تخذلني |
Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | لا تخيب ظني |
Sana ihtiyacım var doktor. Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | أحتاج إليك أيها الطبيب لا تخذلنى |
Beni yüzüstü bırakmayacağını biliyordum, evlat. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعرف أنّك لن تخذلني يا بني. |
Yarışçılık günlerimde, emektar Veronica Beni yüzüstü bırakmadı. | Open Subtitles | في ايام السباقات مع سيارة"فيرونيكا لم تخذلني هناك |
"Ama son zamanlarda içiyorsun, sorumsuzsun ve Beni yüzüstü bırakıyorsun." | Open Subtitles | لكن مؤخرا أصبحت تثمل" "و غير مسؤول و تخذلني |
Seni çıkarmayacağım, sen de Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | وأنت لن تخذلني هل تسمعني؟ |
- Endişelenme. Annem Beni yüzüstü bırakmaz. | Open Subtitles | لا تقلق، لن تخذلني أمّي |
Üstat, Beni yüzüstü bırakmayacağınızı biliyordum. | Open Subtitles | سيدي , اعلم انك لن تخذلني |
Hadi! Beni yüzüstü bırakma! | Open Subtitles | حسنا هيابنا، لا تخذلني |
Lütfen Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | أرجوك ألا تخذلني |
Beni yüzüstü bırakmanı dert etmiyorum evlat. | Open Subtitles | لست قلقاً من أن تخذلني يا بني |
Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | وإياك أن تخذلني{\pos(190,220)} |
Beni yüzüstü bırakma | Open Subtitles | لا تخذلني |
Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | لا تخذلني. |
Beni yüzüstü bırakma. | Open Subtitles | لا تخذلني. |
Beni yüzüstü bırakma, olur mu? | Open Subtitles | لا تخذلنى ، حسناً ؟ |